KARMA-ŞA
“Elektriklerin kesildiği bir odada el yordamıyla mum ve kibrit arıyor gibiyiz” diye değerlendirmiş yaşadığımız günleri Sunay Akın.
Günün hangi saatinde elime kâğıt kalemi alsam, farklı şeyler yazmak geliyor içimden. Sabah saatlerinde umut var; güzellikler paylaşmak istiyor insan. Günün ortasında telefonu elime alınca, sadece dakikalar içinde defalarca, nereye gidiyoruz, sorusu sormaya başlanıyor. Akşam saatlerinde ise daha ne olabilir dedirten 19.00 haberlerinde insanın tüm sistemi çöküyor.
Sanattan, akademik başarıdan, insanlık adına herhangi bir buluştan söz eden iyi haber neredeyse yok gibi.
***
Hayat hızlıca akıp gidiyor hepimiz için.
Oysaki ben yeni biçilmiş çim kokusunu severim, kulağıma hoş gelen müziği dinlemeyi, belki de doğanın en fazla renk barındıran mevsimi sonbaharı severim.
Kahvaltıyı çok severim mesela, taze çekilmiş kahve kokusunu, mevsime yenilip, dalını terk etmiş yere düşen yaprağı severim. Paylaşmayı severim; üzüntümü, sevincimi, zamanımı. Sosyal medyayı emanetçi görürüm. Terabaytı yüksek depolama alanı gibi düşünürüm. Anılarımı emanet ederim. Kim ne yaşıyorsa, paylaştığına misafir olurum sadece, yargılamam, duyar kasmasını beklemem, hepimizin mutluluk, üzüntü ve acıyla baş etme şekline saygı duyarım.
Geçen ay yazdığım yazının üzerinden bir ay geçmesine rağmen paylaşamadım. Sosyal medyada neredeyse her gün bunu paylaşmayı engelleyecek bir olay yaşandı.
Maruz kaldığımız gündem o kadar şiddet içerikli, acımasız, adaletsiz ve insanlıktan yoksun ki.
Şeytana gerek olmayan günlerden geçiyoruz, kötülüğün sınırı olmadığı gibi nedense sorumluluğunu alan da yok.
Bu kimin hakkını savunacağımızı şaşırdığımız zamanlar geçer mi bilmem. Ama insan olarak kendimizi nasıl korumalıyız? Yokmuş gibi davranamayız, haksızlık karşısında susamayız, manevi değerlerimizi ayaklar altına alanlara sessiz kalamayız. Bugün seyircisi, okuyucusu olduğumuz her şeyin bir gün başrolü olacağımızı düşünerek davranmalıyız.
***
Beynimizin iki yarım küresinde çift halde bulunan, bademe benzeyen, korku, kaygı, öfke ve endişe alanlarımızı yöneten bölge Amigdala; şu an gasp altında, sağlıklı çalışabilmesi için sanırım hepimizin nefes egzersizleri öğrenip, meditasyon yapması gerekiyor. Çünkü hayat hepimiz için devam ediyor.
***
Yazımın adını Karma-şa koydum, Karma kelimesini görünce değinmeden edemeyeceğim. Karma ile ilgili yazılı ve görsel çok kaynak inceleme fırsatım oldu. Karmaya göre şimdi bize geçmişten gelir, gelecek de şimdi de oluşturulmaktadır. Astrolog Oğuzhan Ceyhan’ın karma ile ilgili paylaşımı bu Uzakdoğu felsefesini özetler gibiydi, paylaşmak isterim.
“Karma, yaşamda kaçamak sözcükler, davranışlar veya yollar seçmeniz ile gerçeklerin acımasız tırnaklarının sizi yoklamadan geçeceğine mi inanıyorsunuz? Seçip, tercih etmeyerek, böylece uzak kaldığınızı düşündüğünüz hallerin sınavları sizi hiç tutmayacak mı? Kırdığınız kalplerin hesabını bilseniz de bilmeseniz de, o kalplerin sızısı sizde hiç tadılmadı diye, deftere işlenmeyeceğini mi zannediyorsunuz? KARMA; budur işte, Karma, sizin hesap kabul etmediklerinizin hesabını tutandır.” Ne kadar güzel ifade etmiş.
***
İster atasözlerinin, ister Karma gibi felsefelerin gerektirdiklerini yapalım; ister kulağımıza küpe, atalarımızdan gelen nasihatlara kulak verelim; ister inandığımız dinin vecibelerini yerine getirelim.
Hayatın bize öğrettiği hırslardan, nefretten, bencillikten kurtulursak, az da olsa insan olmayı becerebiliriz gibi geliyor.
Her kimsek, ebeveyn, eğitimci, akademisyen, hâkim, savcı, milletvekili, bakan, üzerimize düşeni hakkıyla ve adaletle yapmalıyız. Bunun dışında bir çıkış yolu gözükmüyor bize.
Erich Fromm ile veda etmek isterim size.
“ İnsanlığınızı hatırlayın, gerisini unutun.”
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.