SUS!
Benim Beyzbol sopam var!
Konuşamayanlardan mısınız?
Adam eve gelir kadına seslenir… Bir cevap gelmez…
Yanına gider… Kadın yüzüne bile bakmaz…
Meşguldür!
Adam sorar: “ne oldu neyin var?”
“Sen biliyorsun, Bundan sonra sana tek kelime edende kabahat”.
“Neyi biliyorum”.
Kadın öfke ile bakar.
Ve bu durum tüm akşam devam eder.
Kimse asıl sorunun ne olduğunu bilmez…
Diğer bir örnekte ise;
Kadın ciddi bir konu üzerine adama bir şeyler anlatmaya çalışıyordur, adamın bir gözü televizyonda veya cep telefonundadır…
Kadın: “sen ne düşünüyorsun bu konuda” diye sorar…
Yarım yamalak dinleyen adam,
“Ne bileyim ben, bunlarla beni uğraştırma” der.
Kadın: “dinlemiyorsun bile” dediğinde, saçmalama devam ederse “kusura bakma ben böyleyim, işine gelirse” der, bitirir konuşmayı!
Ne ilişkilerde ne ayrılıklarda ne de bir araya gelirken konuşabiliyoruz…
Bizler;
Bir kaş işareti ile sofra kurup, kaldıran,
Büyüklerin konuşmadan verdiği emir niteliği taşıyan talimatları yerine getiren,
Sofrada muhabbet etmenin gereksiz gürültü olduğunu…
Büyükler konuşurken araya girip bir şey söyleyecek olsanız “yeteri kadar aile eğitimi ve saygısı” almamış sayılan bir toplumun çocuklarıyız…
Misafirlikte;
Ortaya konmuş şeylere dokunmak ne mümkün. Kazara uzansanız o canınızı alacak gibi bakışla, eliniz yanmış gibi geri çekerdiniz…
Ne zaman bir şey söylemeye kalksanız;
Konuşma; Babaya karşı gelinmez
Konuşma; “Annen ne diyorsa onu yap”
Konuşma; Sen öğretmeninden daha mı iyi bileceksin?
Konuşma; Kadınsın
Konuşma; Utanmıyor musun?
Yani hep konuşmamak üzerine kurulmuş öğrendiklerimiz…
Bebeklikten duyduğumuz ilk kelimelerden biri ağlama “SUS”
Haksızlığa uğramış olabilirsin ama sakın kimseye söyleme “SUS”. Dayak yersen bile “SUS”
Otoriteye SUS,
Çok güldün SUS,
Yani hep SUS,
Pıştttttt sessiz ol ve SUS…
Bugün yetişkin iki insan sorunları konusunda ne doğru iletişim kurabiliyor ne çözüm üretebiliyor…
Hep bir beni anlasın düşüncesi var…
Kırılma, iğneleme ima, küsme, kinlenme var ama tam olarak neye kırıldı, beklentisi ne, beklediği şeyleri kendisi yapıyor mu sorularının cevabı yok…
Çünkü yıllarca susan, susturulan insan yalnızca duygusunu, mimiklerini tavrını kullanıyor ama en önemli şeyi kullanmıyor…
Erkek kadından, kadın erkekten bekliyor… Konuşulmamış cümleler, yaşanmamış istekler çürümeye yüz tutuyor, hayal kırıklığı içinde…
Komşu ziyaretlerinde konuşmadığımız için o kadar insan koca ekrana bakıp duruyor…
Bizim yerimize diziler konuşuluyor… Ne anlıyoruz acaba bu kocaaaaa boşluktan…
Siyasiler halk için örnek teşkil etmeleri gereken mecliste, konuşamadıkları için bağırıp çağırıp kavga ve hakaret ile kendilerini anlatmaya çalışıyorlar…
Yani topluca konuşmayı bilmiyoruz…
Onun yerine bizim Beyzbol sopamız var!
Gelişmiş toplumlarda sohbet etmek, sorun varsa konuşmak, tartışmak ve çözüm yolları bulmak hatta bunu aile bireylerinin birlikte yemek yedikleri ortamda bile yapmaları çok doğal…
Bizde maalesef değil. Çünkü bilmiyoruz, öğrenmemişiz…
Fakat şu bir gerçek ki
Bizim dışımızda ki insanlarla iletişim kurabilmek konuşmakla oluyor…
Tabii doğru ifade biçimi anlamak ve anlaşılmak üzerine kurulmuş…
Bunu öğrenebilir miyiz?
Elbette… İstersek…
Bunun için minik bazı kurallar var
Hiç bir şeyi kişisel algılama
Tavır yaparak değil, konuşarak kendini ifade etmeye çalış
Suçlayarak değil duygunu anlatarak ve karşı tarafı anlayarak çözüm odaklı kalmaya çalış
Açık iletişimi kullanın dolaylı değil
Netlik ve kesinliğe değer verin.
Herkesi aktif olarak dinleyin.
Birbirinizin zamanına saygı gösterin.
Sözlerinizin nasıl yorumlanabileceğinin farkında olun.
İletişim için doğru kanallarını seçin.
Yani susmayın KONUŞUN…
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Benzer Yazılar
-
Beykoz’da Zaman Daralıyor, KÖSELER’i Bu kez Zaman Aşımı da Kurtarmayabilir!
-
BENCE ÖLDÜM
-
Kumruların Aşkı
-
KARMA-ŞA
-
MİSAFİRSİN BU DÜNYADA
-
BİZ İYİ İNSANLARDIK!
-
NE BİR EKSİK NE BİR FAZLA
-
Murat Aydın, KÖSELER’den Daha Çok Beykozlu
-
HERKES GİBİ GÖMÜN BENİ!
-
HAYATA DÖN
-
Kim Daha Çok Yalan Söyler? Kadın mı Erkek mi?
-
KÖSELER’in 100 Gün Değerlendirmesi