Beykoz Çayırı Millet Bahçesi yapımı, İBB’nin mahkemeye itiraz etmesi sonucu durdurulması kararının hemen ardından, CHP İBB ve Beykoz Belediye Meclis Üyesi Cemal Sataloğlu, Beykoz Belediye Meclisinde konuya ilişkin açıkla yaptı. Beykoz kamuoyuna duyurmak üzere gazetemize yollamış olduğu açıklamasını aynen yayınlıyoruz.
“Beykoz çayırının millet bahçesine dönüştürülmesiyle ilgili olan süreçte, Beykoz Belediye meclisinde bu konu gündeme geldiğinde Beykoz Çayırının, Beykozlunun geçmişi olduğunu anıları olduğunu tarihsel bir alan olduğunu defalarca bu kürsülerden dile getirdik ve Beykoz Belediye meclisinden sonra İstanbul büyükşehir belediyesine Eylül 2021 tarihinde gündem konusu olduğunda oy çokluğuyla Cumhur ittifakının oylarıyla İBB Meclisinden geçti, Büyükşehir belediye başkanımız Ekrem İmamoğlu bu meclis kararını veto etti ve ısrar kararı olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesine bu konu tekrar gündeme geldi, ısrar kararı olarak cumhur ittifakının oylarıyla orda görüşmeler sırasında Beykoz Çayırının ortasındaki sahnenin paslanmış demirlerini molozlarının fotoğraflarını asarak neticede İstanbul Büyükşehir Belediyesinde bu ısrar kararı geçti.
İstanbul Belediye başkanımız Ekrem İmamoğlu bu ısrar kararını yargıya taşıdı ben şimdi 12.idare mahkemesinin vermiş olduğu en son kararın bir paragrafını Beykoz kamuoyuyla paylaşmak istiyorum.
“…. ihtiyaç analizini içeren “sosyal ve teknik altyapı etki değerlendirme raporu” düzenlenmeden, alanda mevcut yaklaşık 3000 m2′ lik inşaat alanını zemin altı otopark hariç yaklaşık 5.500 m2′ ye çıkartıp “çay bahçesi”, “büfe”, “geleneksel ürün satış yerleri” ve “ulaşıma yönelik transfer istasyonu (otobüs hattı, teleferik hattı ve istasyonu vb.)” gibi fonksiyonlar getirildiği, plan notlarında, sosyal donatı alanına yer verilmekle birlikte sayılan fonksiyonların yer alabileceği şeklinde belirsiz ifadeler bulunduğu, mevzuata aykırı olarak, meri planda 4.50 m olan yapı yüksekliğini 6.50 m’ye çıkarmak suretiyle nüfusu, yapı yoğunluğunu, kat adedini, bina yüksekliğini arttıracak şekilde düzenleme yapıldığı, donatı standartlarını düşürdüğü, zorunlulukla ilgili bir açıklama yapılmaksızın donatıların kaldırılması veya yerinin değiştirilmesine yol açıldığı, “eşdeğer” alan ayrılmadığı, ilave olarak, plan bölgesinin itiraz konusu planlar öncesinde tescil harici olduğu dönemde Beykoz Çayırı’nın bütün olarak ele alınmasını sağlayacak bir kadastral doku varken, itiraz konusu planlara bağlı olarak alanın iki ayrı parsel haline getirilmesinin “tarihsel ağaçlı yolu” “yol” haline getirdiği görülmektedir.
BU DURUMDA, PLAN REVİZYONA YÖNELİK DAVA KONUSU İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE MECLİSİ’NİN 14.10.2021 TARİH VE 912 SAYILI ISRAR KARARININ İLGİLİ MEVZUATA, PLANLAMA ESASLARI, ŞEHİRCİLİK İLKELERİ VE KAMU YARARINA AYKIRI OLDUĞU SONUCUNA VARILMIŞTIR.
kararın tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere, 27/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.”
—–
Benim konuşmamda yer verdiğim konu İstanbul 12. Mahkemesinin kararıydı, Biz hukuk devletiyiz kanunla yönetiliyoruz, mahkemenin vermiş olduğu kararı ve mahkemenin kararındaki eleştiri konusu olan bu hususların idare tarafından dikkate alınmasını talep ediyorum. Ayrıca bu mahkeme kararı İstanbul Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun vermiş olduğu bir karar değil, yargı kararını okudum kendisine. Çayırla ilgili hassasiyetini anlıyorum ama burada anlıyorum. Beykoz çayırına gittiği zamanki haliyle ilgili içler acısı bir durum var, oradaki düzenlemeleri şimdi başka bir tarafa çekmek istemiyorum tartışmayı, oradakiçalışmalar daha derli toplu yapılabilirdi park bahçeler yani bizim kıymetli müdürümüz var park bahçeler müdürlüğü, 4 yıldır onun üzerinden gidiyoruz, paraları onlar harcıyor onlarla daha derli toplu çalışma yapılabilirdi o başka bir konu. Benim bahsetmiş olduğum yargı kararı hiç görüş ifade etmeden, üzerine ekleme yapmadan çıkartma yapmadan mahkemenin gereği duyuldu diye başlayıp altına sıraladığı bölümde ilgili maddeyi okudum ben. Bunun üstüne fazla yorum yapmaya gerek yok sanırım, idareden hukuka uymasını bekliyoruz sadece. Teşekkür ediyorum.
——
Benim okuduğum karar mahkeme kararı, büyük şehir belediyesinin ısrar kararıyla ilgili yargıya giderilmesi süreci sonrasında idare mahkemesinin vermiş olduğu bir karardı. Konuşmacı arkadaşı dinledikten sonra şu karara varıyorum; yargı kararı önemli değil, hukuk kararı önemli değil biz tanımayız. Mecliste kendisi de oy verdi , oy çokluğuyla çıktı o teklif ısrar kararı İBB meclisine gelen karar önemli değil biz bakanlık üzerinden yapıyoruz, hiç bir şeyi tanımıyoruz. Bakanlık üzerinden yolumuza devam ediyoruz. Halbuki benim okuduğum şey Büyükşehir Belediyesinde ısrar kararı olarak geçen kararın idare mahkemesi tarafında işlemin iptali ile ilgiliydi, hukukun üstünde bu kadar şimdi konuları başka yerlere çekmek burada seviyeli ve düzgün tartışma yapıyoruz tansiyonu yükseltmeden, konuları başka bir yere çekmeye de gerek yok. Mevcut alınan bir karar var, verilen bir yargı kararı var, konuşmacı arkadaşımız idare mahkemesinin kararını tanımıyor, Belediye Meclisinin İstanbul büyükşehir belediyesinde kendi oy vermiş olduğu kararı tanımıyor, bakanlıkla yol yürüdüğünü ifade ediyor. Bunu Beykozluların takdirine sunuyorum teşekkür ederim.
—-
Ben sadullah beye çok teşekkür ediyorum açıklamaları için. Niye teşekkür ediyorum İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN GÖREV VE YETKİ ALANINDAKİ BİR ALANLA İLGİLİ KANUNUN NASIL ARKADAN DOLANARAK ÇEVRE BAKANLIĞI ÜZERİNDE İŞLEM YAPTIKLARINI BURADA ANLATTI. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN KENDİSİNİN DE İÇİNDE BULUNDUĞU MECLİSİ NASIL YOK SAYARAK, ALMIŞ OLDUĞU KARARLARI YOK SAYARAK ÇEVRE BAKANLIĞI ÜZERİNDEN YÜRÜDÜKLERİNİ ÇOK GÜZEL ANLATTI. BUNUN TANIMI KANUNA ARKADAN DOLANMAKTIR.”