SEÇ
Mesleki Tüyo
Oyuncu olmak için ‘her şey mubahtır’ düsturunu edinen kişiler tehlikelidir. Öncelikle bu sözümü unutmayınız.
Günümüzde herkesin oyuncu olmayı istediğini ve yetenek noksanlığına karşın sahnelerde yer bulabildiğini, hatta çıkar ilişkileriyle bazılarına ödüller verildiğini üzülerek gözlemliyorum. Mesleğin içinden kişilerin buna önayak ya da göz yumuyor oluşu daha da üzücü… Bunu engelleyemeyeceğimiz gerçeğini düşünürsek kendilerine bazı önerilerim olacak. Herkesin anlayacağı bir dilde yazmaya çalışacağım.
Kendinize sorular sorun. İlk sorunuz şu olsun:
-Ben kimim?
İkinci sorunuz da şu:
-Ne istiyorum?
Bu iki soruyu sormak için kendinizle baş başa kalın. Şu lanet olası telefonu tamamen kapatın; internete, sosyal medyaya değil kendinize bağlanmayı öğrenin. Zihninizi boşaltacak bir müzik dinleyin ya da tamamen sessizliğin hâkim olduğu bir odada sırtüstü yere uzanın (Çok kibarsanız yatağınıza da uzanabilirsiniz, yeter ki rahat bir pozisyonda olun) ve birkaç kez yavaşça derin nefesler alıp verin. Abartmayın, başınız döner. Sakince nefes al, ver, bekle; tekrar al ve ver. Nefesinizi, bedeninizi, kendinizi dinleyin. Hazır hissettiğiniz an sorunuzu sorun; ‘ben kimim?’. Kendinize yalan söylemeyin.
Hala kendinizde oyunculuk tılsımı görüyorsanız okumaya devam ediniz.
Bir ‘OYUNCU’ daha ‘KENDİ’nin ‘KİM’ olduğunu bilmiyorsa hiçbir ‘KARAKTER’in ‘NE’ yapıda bir insan olduğunu ‘SOR’amaz, ‘NEDEN’ ve ‘NASIL’ temsil edeceğini ‘DÜŞÜN’üp ‘ANLA’yamaz ve ‘HİSSET’mez, role en uygun ‘EYLEM’i ‘SEÇ’emez; kısacası layığıyla o rol kişisi ‘OL’amaz.
Oyuncu kendi kim? (önce kendinizi tanıyın)
Rol – Karakter ne (kim, yaşı, fiziki, psikolojik, sosyolojik, ekonomik vs. özelliklerini tanıyın)
Rol üzerine düşünmek; sadece karakter için yazılmış replikleri okumak, ezberlemek değildir. Tiyatro metninin ya da bir senaryonun tamamı okunmalıdır. Söz konusu ‘Rol’ için yazar, diğer karakterler ve olay örgüsü vasıtasıyla ipuçlarını oyunun bütününe yayar. ‘Rol’ünüz bir yalancıysa bunu bir diğer rol kişisinin repliklerinden öğrenebilirsiniz mesela. Metni irdeleyin. Elinizdeki tüm verilerle rol ve rolün seyirciye aktarımı üzerine düşünmeye başlayabilirsiniz. Satırlar arasında rolle ve oyunla ilgili araştırmanız, düşünmeleriniz derinleştikçe algınız açılır. Rolü anlamak için birkaç ‘Ne’ ‘Neden’ ‘Nasıl’ vs. sorusuna ve cevaba ihtiyacınız olabilir. Cevabın repliklerde ya da repliklerin ardında olduğunu unutmayın. Alt metni okumayı öğrendiğinizde rolünüze duyduğunuz yakınlık artar.
Rolü anlamaya başladığınızda hissetmeye de hazırlandığınızı göreceksiniz. Çünkü ancak anladığınızda hisleriniz harekete geçer. (Eğer hissedemiyorsanız, anlamadığınız, atladığınız noktalar olduğunu bilin.) Düşünmeyi devam ettirmelisiniz; rolünüz için en ‘uygun’ – bakın ‘doğru’ demiyorum çünkü doğru ya da yanlış diye bir şey yoktur bana göre oyunculukta, (kendimce) “Role Uygunluk Prensibi”yle – eylemler zincirini oluşturmalısınız. Her eylem role, metne, duruma, dramatik yapıya vs. uygunlukla, sağlaması yapılarak uygulanmalıdır. Önünüze çıkabilecek (çalışmanız sayesinde icrası aklınıza gelebilecek) uygun eylemlerden her birini deneyebilirsiniz ama birini seçmeli ve kodlamalısınız. Seçtiğiniz bu eylemlerle rolde fiziki ve ruhsal bütünlüğe ulaşmalısınız. Kendi bilincinizi korumalısınız. Böylece hem içinde hem dışında olarak tüm doğallığıyla o ‘rol kişisi’ olabilirsiniz.
Elbette tüm bunlar sıkıştırılmış minik bilgiler. Sanat uzun değil, sonsuz bir yolculuktur. Fakat çalışmak temel şarttır. Artık ‘yetenek’ göz ardı edildiğine göre, birazcık ‘emek’ verildiğini görmeyi istemem çok mudur?
27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde umarım sesime, tecrübeme kulak kabartan olur.
Ülkemizde hafife alınsa da saygıyı hak eden mesleklerden biri de oyunculuktur.
Belki bir gün…
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
Beykoz’da Zaman Daralıyor, KÖSELER’i Bu kez Zaman Aşımı da Kurtarmayabilir!
-
BENCE ÖLDÜM
-
Kumruların Aşkı
-
KARMA-ŞA
-
MİSAFİRSİN BU DÜNYADA
-
BİZ İYİ İNSANLARDIK!
-
NE BİR EKSİK NE BİR FAZLA
-
Murat Aydın, KÖSELER’den Daha Çok Beykozlu
-
HERKES GİBİ GÖMÜN BENİ!
-
HAYATA DÖN
-
Kim Daha Çok Yalan Söyler? Kadın mı Erkek mi?
-
KÖSELER’in 100 Gün Değerlendirmesi