Yeni adresimiz
Ana Sayfa Güncel, Siyaset 21 Eylül 2021 1254 Görüntüleme

Muharrem KAŞITOĞLU: “Ben değişmedim, değişen AK Parti Oldu.”

reklam

AK Parti’nin kuruluşundan bu yana önemli görevlerde bulunan, şu anda da İYİ Parti’de siyaset yapan Muharrem KAŞITOĞLU ile dünü, bugünü ve yarını konuştuk.

1973 yılında Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde dünyaya geldim. 1976 yılında Beykoz Yenimahalle’ye göç ettik. İlkokul ve ortaokulu Beykoz’da, liseyi Haydarpaşa Teknik Lisesi Elektronik bölümünde tamamladım. Kamu yönetimi lisans, İstanbul Araştırmaları ve Marka Şehirler olmak üzere de iki yüksek lisans derecem vardır. Evliyim, üç çocuk babasıyım. Yayıncılık işiyle iştigal etmekteyim.

“Siyasete AK Parti’de Başladım.”

M.K.: AK Parti’nin kuruluş döneminden itibaren AK Parti’nin teşkilatlarında görev yaptım. Neden AK Parti dediğinizde; o dönemki siyasi konjonktür içerisinde, dünya görüşüme en uygun parti olarak parti tüzüğüne, söylemlerine baktığımda, kurucularını dinlediğimde öyle bir kanıya vardım.  

ARŞİV

AK Parti’nin ilk dönemlerinde de bizim beklentilerimiz karşılığında bir siyasi anlayış ortaya koydular. Özgürlükçü, gerçekten demokrasiye önem veren, hak ve hukukun ön planda tutulduğu, söylemlerinde ve eylemlerde bir anlayış ortaya koyan bir partiydi. Bir döneme kadar bu böyle devam etti. Ondan sonrası zaten tartışmaya açık bir konu.

ARŞİV

AK Parti’de mahalle teşkilatından başlayarak görev aldım. İlçe YK üyeliği ve İlçe Medya Tanıtım Birimi’nden sorumlu İlçe başkan Yardımcılığı görevini yürüttüm. 2009 yılında hem Beykoz Belediyesi ve İBB meclis üyesi seçildim. 2014 yılında bir kez daha Beykoz ve İBB meclis üyeliklerine seçildim. 2014 yerel seçimlerinin ardından dönemin belediye başkanı Merhum Yücel Çelikbilek tarafından belediye başkan yardımcılığına getirildim.

ARŞİV

“Twiter Mesajı ile Melih GÖKÇEK’e Tepki Gösterdğim İçin Kıyamet Koptu.”

ARŞİV

2017 yılının Eylül ayında rahmetli Kadir Topbaş İBB başkanlığından istifa ettirildi. O dönemde bazı belediye başkanlarına da bu operasyonlar yapıldı. Dönemin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Kadir Topbaş istifa ettirilince Kadir Topbaş ile ilgili bir twitter attı. O twitte Melih Bey Kadir Bey’e: Hizmetlerinizden dolayı başkanım teşekkür ediyoruz” dedi. Ben de Melih Gökçek’in bu twitine karşı,’’Melih Gökçek Başkanım. Yaklaşık 100 yıl süren hizmet sevdanıza teşekkür eder, sivil hayatınızda başarılar dilerim, demek için sabırsızlanıyorum.’’ diye bir twit attım. Bu twitter eğlence olsun diye atılmış bir twitter değil aslında bir temenniydi. Çok uzun yıllar Ankara’da görev yapmış, aslında görevde olması tartışılan, seveninden daha çok sevmeyenin olduğu bir isimle ilgili bir twit attım. Türkiye’de tam anlamıyla kıyamet koptu.

ARŞİV

“Beni Cumhurbaşkanına Şikayet  Ettiler.”

Türkiye’de ne kadar ulusal basın varsa, televizyonlar dahil olmak üzere benim bu twitim manşet oldu. Melih Gökçek’in çok güçlü olduğu dönemlerdi. Melih Gökçek atmış olduğum twitten büyük rahatsızlık duydu. Yücel Çelikbilek’i defalarca aramış. Dönemin genel başkan yardımcıları Mustafa Ataş, Erol Kaya ve genel merkezden başka insanlarda aradılar. İl başkanı Selim Temurci de aradı. İstişareler yaptık. Parti yöneticilerim “Neden böyle yaptın, aynı partinin yerel yöneticilerisiniz. Sana mı kaldı Melih Gökçek’in görevden gidip gitmemesi!’’ dediler ve ardından yanlış anlaşıldım diye açıklama yapmamı ve özür dilememi istediler. Aksi takdirde Melih Gökçek’in de bu işin peşini bırakmayacağının da altını çizdiler.

ARŞİV

“Cumhurbaşkanı “Gereğini Yapın” Demiş.”

Ben kendilerine söylediğimi burada tekraren söylüyorum. İktidar partisinde belediye başkan yardımcısıyım. Beykoz’da popüler bir insanım, geleceğin kuvvetli adaylarından birisi olarak gösteriliyorum o dönemde. Tüm bunlara rağmen özür dilemeyi aklımdan dahi geçirmedim. Parti yöneticilerime de aynen bunu belirttim. Ben bu twitterin arkasındayım. Özür dilersem kendime olan saygımı kaybederim, bunun sonucu nereye varırsa ona ben razıyım.” dedim. Birkaç gün bu kriz devam etti. Beni seven parti büyüklerim arayı bulmaya çalıştılar. Özür dilemediğim için onlarında yapacak bir şeyi kalmamıştı. Melih Gökçek de geri adım atmadı. Aslında o dönem arka planda kendisinin de görevden alınması konusu da konuşuluyormuş, o nedenle büyütmüş bu konuyu. Bu olayın bir parçasıymışım gibi bir duyguya kapılmış anladığım kadarıyla. İşin özü olarak ben özür twiti atmadım, özür de dilemedim. Sonrasında da Merhum Yücel Çelikbilek dedi ki “Muharrem, yapacak bir şey kalmadı. Özür dilemiyorsun, pişmanım demiyorsun.” Cumhurbaşkanı da “gereğini yapın” demiş. Sonrasında da istifamı istediler ve ben de gereğini yaptım.

ARŞİV

“Özür Dilemediğim İçin İstifa Ettim, Doğru Bir Karar Verdim.”

Yani ben özür dileseydim ya da özür tiweti atsaydım istifa etmem gerekmiyordu. Nasipte bu varmış. Çok net söylüyorum, benim yerimde başka biri olsaydı 100 kişiden 99’u benim davrandığım gibi davranmaz özür dilerdi. Çünkü siyaset yapan insanlar için, hele Beykoz gibi bir ilçede belediye başkan yardımcılığı önemli bir görev. İktidar partisinde belediye başkan yardımcılığı önemli bir görevdi. Ama nihayetinde istifayı tercih ettim. Çok doğru bir karar vermişim, iyi ki özür dilememişim. Hayatımda verdiğim en doğru kararlardan biriymiş. Sadece o dönem Gökçek’in dediği olmasın, ona karşı kaybetmiş olmayayım diye uğraştım ama olmadı. Üzüntüm o olmuştu. Ta ki kısa bir süre sonra o adeta yapıştığı koltuk altından alınana kadar. O zaman büyük bir huzur kaplamıştı içimi.

“Ziyaretlerimde Belediye Başkan Adaylığım Konusunda Yoklamalara Başladım.”

2017 yılında belediye başkan yardımcılığı görevinden istifa ettikten sonra meclis üyeliği görevime bir süre daha devam ettim. O dönemin il başkanı Bayram Şenocak ilçe ziyaretleri kapsamında Beykoz’a gelmişti. O dönemde ben de Belediye başkanlığını düşündüğüm için Beykoz’da her yere gidiyor, nabız yokluyordum. Belediye Başkanı yardımcısı olmadan önce, olduktan sonra da hep insanlarla zaten iç içeydim. Bu benim için ekstrem bir durum değildi zaten. Gittiğim yerlerde de “Belediye başkan adaylığını düşünüyorum, ne dersiniz?” diye soruyordum.

ARŞİV

“Dönemin İl Başkanı Bayram ŞENOCAK Benden Rahatsız Oldu.”

Bir gün ilçeye Bayram Şenocak geldiğinde herkesin içinde benim ismimi vermeden, ama doğrudan beni hedef göstererek ve tarif ederek dedi ki; “Belediye başkan aday adaylığı için bir çalışma takvimi başlatmadık. Arazide bu niyetle çalışan kim varsa haindir.” O günü hiç unutmuyorum. Herkes döndü ve bana baktı, çünkü verilen adres bendim. İşte o gün benim tam anlamı ile kırılma noktam oldu ve ardından AK Parti’den istifa ettim

ARŞİV

“Beykoz’da Belediye Başkan Adaylığı Konusunda Anketlerde Benim İsmim de Çıkıyordu.”

Beykoz’da beni siyaseten rakip olarak görenler il başkanı Bayram Şenocak’a hakkımda akıl almaz tezviratta bulundular. Bu anlamda benden neden rahatsız olduklarını da net olarak söyleyeyim. Bana o dönem tüm ilçelerde yapılan anketler gibi Beykoz’da da yapılan anket sonuçları geliyordu. Oy vereceği partiden bağımsız olarak seçmene “Beykoz’da belediye başkanı olarak kimi görmek istiyorsunuz?” diye sorulan soruda, tüm anketlerde üç isim ön plana çıkıyordu. Muharrem Kaşıtoğlu, Alaattin Köseler ve Hanefi Dilmaç… Bu birilerini çok ama çok rahatsız etti.

ARŞİV

“Benim Hizmetimin Sadakası Bayram ŞENOCAK’a Yeter.”

En nihayetinde bizim partiden hain olarak anıldık ama tabii üzerimize alınmadık. Benim mensubu olduğum partiye hizmetimin sadakası Bayram Şenocak’ın partiye hizmetinden fazladır. Bayram Şenocak dediğimiz kişi başarısızlık abidesidir. 2014 yılında iktidar partisinin Avcılar belediye başkan adayı oldu ve kazanılması gereken bir ilçeyi kaybetti. Bununla da yetinmedi 15 yılı AK Parti olmak üzere 25 yıl boyunca iktidarda olunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni de kaybeden il başkanı olarak tarihe geçti. İBB ile beraber Türkiye’nin nüfus bakımından en büyük iki ilçesi olan Küçükçekmece ve Esenyurt’u kaybetme ‘’şerefi’’ de il başkanı olarak kendisine aittir. Bu nedenle benim Bayram Şenocak ve gibilerine bir şey ispat etmeme gerek yoktu.

ARŞİV

“MHP’den Belediye Başkan Adaylığı Teklifi Geldi.”

İstifa ettikten sonra MHP’den bana teklif geldi. Arkadaşlarımla yaptığım istişareler sonucu teklife olumlu baktık. Sonrasında MHP aday çıkarmama kararı aldı. AK Parti camiasının da genel merkeze ‘’Muharrem Kaşıtoğlu, MHP adayı olursa biz seçimi kaybederiz.’’ raporu da bunda etkili olmuş olabilir.

ARŞİV

“Çevremdekiler Belediye Başkan Adayı Olmamı İstiyorlardı SP’nin Teklifini Kabul Ettik.”

Sonrasında Saadet Partisi’nden teklif geldi. SP’nin teklifini de değerlendirdik. Sonuçta kamuoyu yoklamaların partinin oy oranı aşağı yukarı belli. Bütün bunları bilmemize rağmen bir yola çıktık. ‘’AK Parti’ye kaybettirmek için aday oldu.’’ diyenler çok oldu. Hayır benim derdim aday olmak ve bu deneyimi yaşamaktır. Çıktık ve kendimizi de denemiş olduk. Bu arada beklediğimizin çok altında bir oy aldık. “Seni seviyoruz başkan, hizmetin de var. Ama partinin kazanma şansı maalesef yok. O yüzden biz kendi partilerimize oy vereceğiz diye yüzüme söyleyenlerin yanı sıra, yüzüme söyleyemeyip böyle davranan binlerce insan olduğunu biliyorum. ‘’Size vereceğimiz oylar boşa gider. CHP kazanmasın diye AK Parti’ye oy vereceğiz” diyen Ak Partililerle ve “AK Partiye karşı bizim kazanma şansımız var, seni seviyoruz ama CHP’ye oy vereceğiz.’’ diyen CHP seçmenleri ile çok karşılaştım. Bir de CHP’liler de, AK Parti’nin adayı Giresunlu, İYİ Parti’nin adayı Giresunlu. O ondan oy çalar, Muharrem Kaşıtoğlu AK Parti’nden gelme, o da partiden oy çalar, biz buradan güle oynaya çıkarız düşünceleri de onlarda oluştu. Tabii, evdeki hesap çarşıya uymadı. İktidar burada tüm gücüyle, maddi manevi bütün gücüyle seçime asıldı. Karşımızda çok tecrübeli, 20 yıl Zeytinburnu’nda Belediye başkanlığı yapmış, gerçekten siyaset anlamında çok tecrübeli olan rakibimiz, benim de eskiden beri tanıdığım, abi dediğim Murat Aydın vardı. Farklı dinamiklerin ortaya çıktığı o seçimde aldığım oyun gerçek oyumuz olmadığını biliyordum.

 “Yerel Siyasette Partilerin Önemi Bir Yere Kadar.”

Bu bir kere bugünkü AK Parti ile, benim siyasete başladığım yıllardaki AK Parti arasında anlayış olarak neredeyse 180 derece fark var. Yerel siyaset ile geneli birbirinden ayırmak gerekir. Yerel siyasetçinin duruşu, vizyonu ve birikimiyle yaşadığı bölgeye renk verebildiğine inanan bir insanım. Genel seçimde milletvekili olursun, parti politikalarına birebir uymak zorundasındır. Meclise gidersin, elini kaldırıp, indirirsin. Ama belediye başkanlığı çok farklı, başkan yardımcılığı yaptığım için sistemi biliyorum. Tek yetkilisin, bağımsızsın, ciddi harcama yetkin var. Karar verme yetkin var, göreve getirme, görevden alma yetkin var. Burada partiden çok karakter devreye giriyor. Sizler de benim karakterimi biliyorsunuz. AK Parti’de de belediye başkanı olsaydım, SP’de de belediye başkanı olsaydım, gelecekte başka bir partide de geleceğin belediye başkanı da olsam, dünya görüşüm, uygulamalarım hemen hemen aynı olur. Burada partilerin dışında bir bakış açısıyla bakmak gerekiyor yerel siyasete.

ARŞİV

“Ben Menfaat İçin Siyaset Yapmadım Yapmam.”

AK Parti’de çok hizmetim olmuştur. ‘’Saçımı süpürge ettim’’ desem yeridir. AK Parti’den ayrıldıktan sonra pek çok insan gözyaşı dökenler oldu, sağ olsunlar.  Bazıları  “Muharrem Kaşıtoğlu menfaati için AK Parti’den ayrıldı, başka partiden aday oldu” dediler. Ben bu aklı evvellere diyorum ki, ‘’İktidar partisinde ilçesinde önemli bir görevde bulunan, seçimlerde belediye başkanlığı için adı geçen, başka biri bile belediye başkanı olsa yine yeniden başkan yardımcısı olma potansiyeli olan bir adamın, iktidar partisini gözünü kırpmadan bırakıp, % 1 oyu olan bir partiye girmesinin neresinde menfaat var.’’ Bre ahmak, menfaatçi olan insan iktidar partisinde kalır ve keyfine bakardı. Bana menfaatçi, hain diyen insanlar özgül ağırlığı olmayan korkak ve kıskanç olan insanlardır.

ARŞİV

“Ben Hainsem Sayın ERDOĞAN Ne Oluyor?”

Bana başka partiye geçtim diye hain diyenler, eğer başka partiye geçmek hainlikse evladına bile liderinin adını veren, o partide il başkanlığı ve İBB Başkanlığı yapmış olmasına rağmen partisinden ve hocasından ayrılarak yeni parti kuran Sn. cumhurbaşkanını nasıl tanımlıyorsunuz? Demokrat Parti’de iken Erdoğan’ı ağır bir şekilde eleştiren ve sonra parti değiştireni, HAS Parti’de iken yine Erdoğan’ı acımasızca eleştiren ama sonra AK Parti’ye gelenleri nasıl tanımlıyorsunuz? Size göre parti değiştirmek hainlik değil, size göre AK Partili olmamak hainlik. Ama bilin ki kafanız kafa değil ve yakında seçmenden de bunun cevabını alacaksınız Allah’ın izniyle. Mili Görüşü bırakarak kendine yeni bir yol açan Sn. Erdoğan da, AK Parti’den başka bir partiye geçenler de hain değildir. Hele hele parti içinde gücü varken iktidar partisinden ayrılanlar hain diye tanımlanamaz. Olsa olsa “salak’’ ya da ‘’cesur’’ diye tanımlanırlar. Ben AK Parti’den, parti yolundan çıktığı için ayırdım. Liyakatsizliğin, iş bilmezliğin, yolsuzluğun, adam kayırmanın yol olduğunu gördüğüm için ayrıldım. Liyakatin yerini hemşericiliğin aldığını, iş bilmezlerin cirit attığı bir parti olduğu için ayrıldım. Ben davayı satmadım, yamuklaşmış düzeni sattım.

ARŞİV

“İYİ Parti Şu An Geniş Kitlelere Hitap Edebilen Bir Parti.”

İYİ Parti konusuna gelirsek, ben İYİ Parti’yi öncelikle genel başkan nezdinde değerlendirmek gerekirse genel başkanın performansı çok çok iyi. Ülkenin sorunlarına çok hakim. Etkili bir siyaset anlayışı var. İnandığı doğruları savunurken oldukça cesur ve donanımlı. İYİ Parti’ de salt milliyetçi bir parti olarak görmüyorum. İYİ Parti şu anda, batıdan doğuya, muhafazakarından sekülerine, liberalinden demokratına ve milliyetçisine geniş bir yelpazeye hitap ediyor. Merkez sağa konuşlanmış durumda. Hemen her kesimden oy alan bir parti. Anketler de bunu söylüyor. Beykoz’da İYİ Parti ilçe başkanı Akif Taşdemir Başkanı da eskiden beri tanırım. Düzgün ve barışçıl bir çizgisi olan, gerçekten siyaseti nezaket çerçevesinde yapan tecrübeli bir isim. Benim adım pek çok dostum ve büyüğüm oralarda siyaset yaptığı için DEVA Partisi ve Gelecek Partisi ile de anıldı. Ama tercihim İYİ Parti oldu.

ARŞİV

“Arkamdan konuşanlar gibi gücün yanında yer almadım, mücadeleyi seçtim.”

Yine eklemek isterim ki Muharrem dün şu partideydi, bugün de bu partide diyenler olacaktır. Muharrem menfaati için Saadet Partisi’nden aday olmadı. Menfaati için de İYİ Parti’ye geçmedi. Menfaatçi olsaydım beni eleştirenler gibi, arkamdan konuşanlar gibi gücün yanında yer alırdım. Ben mücadeleyi seçtim. İYİ Parti’ye geçmem AK Parti camiasında bazılarını ciddi rahatsız etti. Ben onurumla AK Partide siyaset yaptım, alnım ak, başım dik. Siyasetin zengin ettiği biri olmadığım için hesap veremeyeceğim hiçbir konu yoktur çok şükür.

“AK Partiyi Durdurmak Adına Yaklaşan Seçimlerde Katkı Koymalıyız.”

Ben İYİ Parti’ye gerçekten omuz vermek, katkıda bulunmak için geldim. Katkım olacağını da düşünüyorum. Yerelde de, İstanbul bazında da katkım olur. Belli bir siyasi tecrübemiz var. İYİ Parti’nin de bu anlamda güçlenmesi ülke siyasetine katkılar sağlayacaktır. Keşke bizim gibi insanlar daha fazla gelse ki o yönde eğilimlerinde olduğunu görüyorum. Eğer erken seçim olursa 2022 yılında, erken olmazsa 2023 yılında Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri var. Biz burada AK Parti’nin son yıllarda ülkemize ekonomik, sosyal, kültürel, demokrasi ve hukuk adına verdiği zarara bir an önce dur demek için buradayız. Maalesef ki gelecek olan İYİ Parti iktidarı enkaz devralacaktır. Bunu toparlamak kolay olmayacaktır. Şahsım olarak da derdim, yangın yeri olan ülkemdeki yangını söndürmek adına karınca misali söndürmeye su taşımaktır.

ARŞİV

“Partim Ne Görev Verirse Yaparım.”

Bizim performansımıza bakarlar, değerlendirirler. Partinin kurumları bize ne görev verirse yaparız. Ben hiçbir görevden kaçmam. Allah ömür verdiği sürece her görevin altından da kalkarım, o tecrübem var. Partimin değerlendirdiği, onay verdiği sürece verilen her görevi yaparım. Partide teşkilatların güçlenmesine ihtiyaç var. Sandık görevlisi deyip yabana atılmasın. Sandık görevinin ne kadar önemli olduğunu biz biliriz. Biliyoruz ki sandıkta seçim kazanılır ve kaybedilir, buna kaç defa şahit olduk. Hedefimiz dediğim gibi, İYİ Parti’ye katkı sunmak, omuz vermektir. Tahmin ediyorum ki muhalefetin cumhurbaşkanlığı için adayı Sn. Meral Akşener olacaktır.

ARŞİV

“Ben Değişmedim Aynı Noktadayım.”

2019 İBB seçimleri iptal edildi ve iktidarın gücüyle anasının ak sütü gibi kazandığı seçimleri iptal ettiler. Bu Ekrem İmamoğlu’na ve seçmenlerine yapılan büyük bir haksızlıktı. Hatırlarsanız 2007 yılında da 367 garabeti ile AK Parti’nin adayı Sn. Abdullah Gül’e büyük bir haksızlık yapılmıştı. O gün ‘’demokrasi tarihimizdeki en büyük kara leke bu olay’’ ve ‘’bundan daha beter demokrasi ve hukuk katliamı olmaz’’ demiştim. Ama yanılmışım. 2019 İstanbul seçimleri uyduruk bahanelerle iptal edildiğinde daha beterini görmüş olduk. Bu defa haksızlığı yapan, 2007’de haksızlığa uğrayan AK Parti’nin ta kendisiydi. O günlerde çıktığım TV Programında demokrasiye sahip çıkmak adına haksızlığa uğrayan Ekrem İmamoğlu’na oy vereceğimi ve onun için oy isteyeceğimi açıkladım. Hayatımda ilk defa CHP’ye demokrasiye sahip çıkmak adına oy verdim. Bugün olsa yine aynı şeyi yaparım. Nihayetinde ben doğrunun yanında durmak adına dün ne isem bugün de aynıyım. 2007 de durduğum yer 2019 da durduğum yerle bire bir aynıdır. Demokrasinin, hak ve hukukun yanıdır.

ARŞİV 

“Ben Aynı Zamanda Yayıncı ve Yazarım.”

İYİ Parti’de üye olarak hizmet vermekteyim. Belediye başkan yardımcılığı görevimden sonra yayıncılık olan işimin başına döndüm. Yoğun bir tempodan kendi işimde üretken bir döneme geçiş yaptım. Kitap okumayı oldum olası çok sevmişimdir. Yazmak da ayrı bir keyif benim için. Çocuklara öğretmek ve sevdirmek adına kitaplar yazıyorum bir yandan. Beykoz Masalı ilk kitabım. Sırasıyla Üsküdar Masalı, Fatih Masalı, Eyüp Sultan Masalı, Beyoğlu Masalı ve Beşiktaş Masalı kitaplarını yazdım. Daha önce yayınlamış başka kitaplarım da var. Mesleğim yayıncılık, yazarlığı hobi olarak yapıyorum. Türkiye’nin en önemli yayınevlerinden Özyürek Yayınevi’nin ortağı ve genel yayın yönetmeniyim

Arşiv

Belediye başkan yardımcılığı görevimde eşimi ve çocuklarımı maalesef ihmal ettim, elde olmayan nedenlerle. Eşim bu nedenle siyaset yapmama dün de, bugün de asla sıcak bakmıyor. Ülkeye hizmet etmek için siyasetin olduğunu kendisine aktardım ve 21 yılda böylelikle orta bir yol bulmuş olduk. Kendisi Psikolog, Aile Terapisti, kendi alanında oldukça yoğun çalışıyor. Birbirimize iş hayatında destek oluyoruz. Çocuklarımla başkan yardımcılığı görevinden sonra daha nitelikle zaman geçiriyoruz. Çocuklarımızın eğitimleriyle ilgileniyoruz. Nasip oldu, 61 şehrimizi ailece gezme fırsatı bulduk. Bölge bölge gezdik 5 yılda. Seyahatimizi planlarken 3 oğlumuza gezeceğimiz şehirleri 3’er 4’er bölüştürürdük. Onlar seyahat öncesi o şehirler üzerine çalışırlar ve defterlerine notlar alırlardı. O şehirlere gittiğimizde uğradığımız şehri hangisi çalışmış ise aileye rehberlik ederdi. Çok keyifli ve verimli seyahatler yaptık.

 Takım Tutar Gibi Parti Tutmasınlar.”

Ben tüm seçmenlere sunu söylemek isterim; asla takım tutar gibi parti tutmasınlar. Körü körüne bir parti ya da bir lidere biat etmesinler. Dünyayı, bırakın dünyayı Türkiye’yi bir haber kanalı ya da bir gazete üzerinden takip etmesinler ki bu çok yanıltıcı. Bugün Türkiye’yi A Haber üzerinden izleyen bir kitle Türkiye’de her şeyin mükemmel gittiğini, muhalif bir kanalı da izleyen ülkede doğru hiçbir şey olmadığını düşünüyor. Aklımızı kullanalım, Allah bizlere bir akıl, fikir vermiş. “Filancı bizim için en iyisini düşünür.’’ demeyelim

“Ben Değişmedim Ancak Değişen AK Parti Oldu.”

Özellikle bana AK Parti’deyken oy vermiş seçmenlere şunu söylemek isterim; Değişen Muharrem değil. Muharrem’i sizler nasıl tanıyorsanız o Muharrem aynı Muharrem. Yardımsever, derdinizle dertlenen, sorunları çözmek için şartları zorlayan, aklıyla hareket eden, merhametli Muharrem. Ben parti değiştirdim, karakterimi değiştirmedim. Değişen ben değilim, yol yürüdüğüm AK Parti değişti, AK Parti raydan çıkmış bir trendir. Raydan çıkan iktidar, maalesef uçuruma sadece kendini değil, ülkeyi de götürmektedir.

ARŞİV

Amacımız buna dur demek. Siyaseti de bu anlamda öncelikle ülke adına yapıyoruz.

reklam

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Özgün Haber Reklam Alanı
Özgün Haber Reklam Alanı
Tema Tasarım | AnatoliaWeb