Yer değişikliği için evi topluyorum, neyi nereye koyduğumu bilmediğim için, rastgele beş sene öncesinden bir ajanda geçti elime hiç kullanılmamış, eğer çalışmıyorsanız ajandanız boş kalır, yazacak, yapacak bir şey olmadığından değil, kâğıda dökmeye ve ispata gerek duymazsınız günlük rutinleri, halbuki ne kadar da özenirim günlük tutanlara…

Her yol ayrımı bir şeyler öğretir bize, hayatımıza her giren insan da, size de olur mu bilmem? Hayatımızın omurgasındaki insanlar aynı kalır, sevilir, olduğu gibi kabul edilir, gerekirse idare edilir ama hep olmaya devam ederler, bazıları ise bazen kalp kırarak, bazen hayal kırıklığı ile bazense hiç sebepsiz çıkarlar hayatımızdan, kabulleniriz. Zaten gidenin ardından keşkelere yer açacak kadar uzun değildir hayat.

Duygusal, melankolik insanların kabullenişi uzun sürer belki.

***

Hani kelime oyunları vardır, kelimeleri dizersin onlardan bir hikâye oluşturursun. Ev dağınık, kafam dağınık, yazamam bir şeyler derken, üç beş not aldım ve bunlar birleşir, bu karışıklığa da iyi gelir dedim.

***

♣ Herkese bir oda

♣ Keman virtüözü

♣ Savcı olmak

♣ Sevgi emekti

♣ Sandık lekesi

♣ Aborjin.

 

Kiminle tanışsam, hoş geldin der. O, kadın, erkek değişen ama ortalama ağırlığı 300-350 gr olan, Mısırlılar tarafından bedenin düşünen parçası kabul edilen, içinde 40000 sinir hücresi barındıran kalbimde bir oda açarım, başından anlaşılmaz ama kimi geçici kimi uzun süre kalır, anılarıyla, eğlencesiyle, üzüntüsü, kırgınlığı, küskünlüğü ile doldururum odalarını, çokça şans verip, çokça emek veririm yükü ağır kalbimin misafirlerine.

***

Bir yerde okudum belki Allah seni muhteşem bir keman virtüözü olarak yarattı ama sen hayatın boyunca eline keman almadın. Kim bilir şartları elvermediği için ne değerler kendinin farkına varmadı ve ziyan oldu. Kendi adıma da birkaç doğru öğretmene denk gelsem ve doğru yönlendirilseydim, kendimin farkına varabilseydim veya bu zamana kadar yaşadıklarıma bakıp meslek seçme şansım olsaydı, kendime en çok Cumhuriyet Savcılığını yakıştırırdım, hem gururla, hem hakkıyla yapardım, ne kadar önemli seçimlerimiz.

***

Sevgi emekti, defalarca seyrettiğim, Selvi Boylum Al Yazmalım, en güzel seçim filmidir. Bakış açınızsa yıllar geçtikçe güncellenir. 20’li yaşlarda Asya’ya ağladım, 30’lu yaşlarda İlyas’a üzüldüm, 40’lı yaşlarda mutluluğu hak edenin Cemşit olduğuna karar verdim. Sevdikleriniz hep emeklerinize değer umarım.

***

Sandık lekesi yazınca da aklıma hiç sandığım olmadığı geldi, ister en sadesi ister en gösterişlisi, kapağı açarken ki özeni, kıymeti, çok değerli ise kilitlenen, sonsuz mahremiyet gibi gelir bana. Belki bir hediye, belki el emeğini, belki annenin göz nurunu, belki biriktirdiğini, belki emanetleri saklar sizin için. Bunları hissetmem için sandıkta lazım değilmiş, hüzün kapladı içimi, evi toplarken, bir kutu, son kutu, annemin hastane kutusu geçti elime, daha kapağı kaldırmadan, pıt diye bir ses duydum, bazen insan ağladığını sesinden anlıyor demek ki. Diş fırçası, diş macunu, tırnak makası, iğne, iplik, pansuman malzemeleri, birkaç dişi olmayan tarak, dişleri sanırım geçen on altı seneye yenilmiş, mide ilacı ve son zamanlarında almayı unuttuğu zaman duygusallaştığı antidepresanı. Benim için değerli ama ben yoksam başkasının çöpü işte, atamamak belki de yerine yenisi gelmediğindendir.

***

Daha önce de beni çok etkilediğini söylediğim kitap “Bir Çift Yürek” Avustralya yerlileri Aborjinler. Teslimiyet, duru görü, olduğu gibi kabul etmekle aklıma gelen ırk, zorluklarla kendine yer edinmiş, doğayla bütünleşen, insanlara zarar veremeyecekleri bir inanç sistemleri var, ne kadar ihtiyacımız var bugünlerde, herkes kötülük limitlerini zorlarken.

Onların bir duası ile yazımı bitirmek isterim izninizle.

 

– Seni ayakta tutmaya yetecek kadar güzelliklerle dolu bir yaşam sürmeni diliyorum,

– Aydınlık bir bakış açısına sahip olmana yetecek kadar güneş diliyorum.

– Güneşi daha çok sevmene yetecek kadar yağmur diliyorum,

– Ruhunu canlı tutmaya yetecek kadar mutluluk diliyorum,

– Yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş gibi algılanmasına yetecek kadar acı diliyorum.

– İsteklerini tatmin etmeye yetecek kadar kazanç diliyorum.

– Sahip olduğun her şeyi takdir etmene yetecek kadar kayıp diliyorum.

-Son “ELVEDA”yı atlatmaya yetecek kadar “MERHABA” diliyorum sizlere…

 

“Heybenizde her zaman, -bize yetecek- ne istiyorsak o olsun !…”