“OYUNCU GİBİ DÜŞÜNMEK” ÜZERİNE…
“Oyuncu gibi düşünmek de nedir?” dediğinizi duyar gibiyim. Garipsemekte haklısınız da. Tabii kendinizce… Fakat bu ilk tepkiniz, açıkçası düşünmeden verdiğiniz bir tepkidir. Bir kısmınız ise “Oyuncu gibi düşünmek” sözü üzerine düşünecek ve merak edecek kanısındayım.
“Oyunculuk” sadece taklit ve ezbercilikle ilişkilendirilen genel algı yaratımıyla pek ciddiye alınmamaktadır. “Ben de yaparım, ne var ki?” deme hissi uyandırması da bu yüzdendir. Bu noktada, yetenek bile saf dışı bırakılmış olur ki oyunculuğun henüz işlenmemiş en değerli taşı, “Saf yetenek”tir.
Toplumsal hafife alma alışkanlığının yanı sıra oyunculuk eğitiminin klişe cümlelerinden biri olan ve hocaların sıkça kullandıkları, “Düşünme, oyna!” uyarı cümlesi de tehlikeli, ket vurucu bir ifadedir. Böylece düşünme becerisi daha en başından engellenen kişi ve kişiler “Oyunculuğu, sadece yönetmenin (hocanın) dediğini yapmak” olarak kolayca kanıksarlar. Bu, yola yeni çıkmış bir oyuncuya yapılacak en kötü, en uygunsuz yaklaşımdır.
Oysa insan düşünen bir varlıktır.
İnsan düşünebilen tek varlık olmasına karşın düşünme becerisini geliştirmeyi ihmal eder. Bu ihmalkârlık ömrü boyunca özel hayatından iş hayatına kadar tüm hayatını olumsuz yönde etkiler. Çoğu zaman nasıl düşüneceğini bilemediği durumlar içindedir. Bir de bakar ki koca bir ömür tükenmiştir.
Düşünme sistematik ya da rastlantısal olarak düşünce üretimi ile sonuçlanan zihinsel bir süreçtir. Düşünme sürecinin girdileri veri, enformasyon, bilgi, kanıt, inanç ve duyumlardır. Düşünme sırasında mantık, sağduyu veya yaratıcılık etkisi altında, akıl yürütme, sezme ya da düş kurma süreçlerinden biri ya da birden fazlası devreye girmektedir. Bu süreçlerin çıktısı ile ussal ya da usdışı düşüncelerdir.
Düşünceler düşünen tarafından açıkça ortaya konduğunda, nesneler, kişiler, olgular ya da kavramlara ya da bunların meydana getirdiği daha karmaşık bütünlere ilişkin sembolik ifadeler biçimini almaktadır. Bu ifadeler ussal olabildikleri gibi us dışı da olabilmektedir. İfadeleri meydana getirmek için kullanılan standart sembollere ve bu sembollerin kullanımına ilişkin kurallara dil denmektedir. Ancak düşüncelerin ifadesi için tek araç dil değildir: Resim, hareketli görüntü, ses, mimik ya da beden hareketleri de düşünceleri ifade etmekte kullanılabilmektedir.
“Düşünce, düşünmek nedir,” diye hiç düşünmemiş olabiliriz. Düşüncenin ifade edilişi üzerine de kaç kişi kafa yormuştur ki?
Eğer bir oyuncu iseniz ya da bir oyuncu adayıysanız normal hayatınızın içinde es geçtiğiniz “Düşünmenin çıktısı olan düşüncenin, oyunculukta sistemli kullanıma dönüştürülmesi” ile başarınızın parolası “Oyuncu gibi Düşünmek” sözüdür. Bu parola ile o çözülmesi imkânsız görünen metnin, karakterlerin, yazarın ve yönetmenin şifresini kendi sırrınızla kırabilirsiniz.
Sırrınız, parolanızdır; yani neydi? “Oyuncu gibi Düşünmek”.
…
Bugüne kadar öğrendiğiniz her şeyi tutun! Tüm oyunculuk tekniklerini, yöntemlerini, sistem ve metotlarını ve hatta uygulamalarını… Her şeyi teoride biliyorsunuz ama uygulayamıyorsunuz, yabancılık hissediyorsunuz, emin olamıyorsunuz. Nedenini biliyorum ve hala işin içinden çıkamayanlar için eksik parçayı yerine koymak adına kolları sıvıyorum. Çok yakında yepyeni bir oyunculuk yöntemiyle ve oyunculuk parolası “Oyuncu gibi Düşünmek” olan başarı anahtarıyla oyunculuk sanatının gizli şifresini kıracağız. 30. Sanat Yılıma ithafen “Vaktidir” demenin heyecanıyla…
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Benzer Yazılar
-
Beykoz’da Zaman Daralıyor, KÖSELER’i Bu kez Zaman Aşımı da Kurtarmayabilir!
-
BENCE ÖLDÜM
-
Kumruların Aşkı
-
KARMA-ŞA
-
MİSAFİRSİN BU DÜNYADA
-
BİZ İYİ İNSANLARDIK!
-
NE BİR EKSİK NE BİR FAZLA
-
HERKES GİBİ GÖMÜN BENİ!
-
HAYATA DÖN
-
Kim Daha Çok Yalan Söyler? Kadın mı Erkek mi?
-
KÖSELER’in 100 Gün Değerlendirmesi
-
LORDLAR VE LEYDİLER