CHP Beykoz Belediye Başkan Aday Adaylarından Hüseyin Ünal ile yaptığımız röportajda “1989’da Belediyeyi kazandık, O günkü ruhla, mücadeleyle, heyecanla… Yaptım, yine yaparım” dedi.
Beykoz Özgün Haber: “1989 yerel seçimlerinde SHP’yi Beykoz’da Şevket Arıkan Beyefendi ile iktidar yaptınız. 90’ların Beykoz’uyla, 2020’lerin Beykoz’u arasında olağanüstü farklar var. Siz o yıllarda 90’larda, yaşanan zorluklara rağmen bunu nasıl başardınız?”
Hüseyin Ünal: “Türkiye’de ortaya konulan senaryoları itibariyle dönüşüm programının muhatabı olduk.”
Geçen zaman içerisinde ciddi bir inceleme tespit analiz yapılıp, düzgün bir senteze taşınılması halinde esasen bugünleri daha iyi anlamak, hatta geleceğe ilişkin önemli ipuçlarını elde etmek mümkündür. Yenidünya düzeninin oluşturulması çabalarının,
faaliyetlerinin Türkiye’de ortaya konulan senaryoları itibariyle Türkiye coğrafyasının değiştirilmesinin istenmesi ile birlikte bir ılımlı İslam cumhuriyetine dönüştürülme ve yeni osmanlıcılık akımının kuvvetlendirilmesi, güçlendirilmesi faaliyetlerini de kapsayan bir dönüşüm programının muhatabı olduk.
“İslam’a değil siyasal İslam’a karşıyız.”
Daha uzun yıllar başlayan proje adım adım bilinçli olarak sistematik bir şekilde yürürlüğe konuldu. 12 Eylül darbesinin sonrasında her darbede olduğu gibi, esasen bugünlerde gerçek milliyetçiliğin yurtseverliğin kimler olduğunun ortaya çıktığı bu günlerde, bu senaryo sahiplerince bu değerlerin bir çim biçilircesine biçilip siyaset sahnesinden uzaklaştırılması gayretlerinin sonucunda yine antidemokratik uygulamalarıyla faşizmin o gün ki güncel çehresiyle, uygulamalarıyla kendini hissettirmesiyle bugün olduğu gibi korku toplumu sağlandı ama yetmedi. Ilımlı İslam’a dönüştürülmek istenen Türkiye’nin bu konuda ki alt yapısının hazırlanması gerekiyordu. Her yerde Kur’an kursları açıldı. Sanki ülkemiz İslamiyet’le yeni tanışıyordu. Samimi inananlara karşı sözümüz yok, benim ailem de öyle ama bunun Türkiye’deki rejimin değiştirilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin tarihinin çöp sepetine atılması istenmesi, yerine emperyalizme başta Amerika olmak üzere kayıtsız şartsız itaat edecek bir rejimin oturtulabilmesi böyle mümkün olabilirdi. İslam’a değil siyasal İslam’a karşıyız. Din üzerinden her türlü sözünü gerçekleştiriliyor ve İslami faşizme doğru giden ve giderken de Cumhuriyetin değerlerini, Atatürk’ün arkadaşlarıyla birlikte bağımsızlık mücadelesi vermesindeki ruhu unutturmak, kayıtlardan silmek, yeni nesillere bu bilgilerin intikalini engellemek üzere her türlü namertlik yapılıyor.
Beykoz Özgün Haber: “1989 yılına gelindiğinde dönemin ANAP İBB Başkanı Bedrettin Dalan asla kaybetmez, Beykoz’da da Ali Zengin ikinci kez başkan seçilir şeklinde değerlendirmeler olmuştu ama hiç biri gerçekleşmedi. O dönemde de zordu iktidarı almak. İBB’de dönemin İBB Başkanı Nurettin Sözen ile başarıldı. Beykoz’da da Şevket Arıkan dönemi başladı. Peki, o dönem bu nasıl başarıldı?”
Hüseyin Ünal: “Benim ilçe başkanlığımda ön seçim olmasına rağmen, diğer bazı ilçelerde olduğu gibi bir bütünleşme, bir yoldaşlık gerçekleşti.”
Bugünlerde hepimizi üzen, kaygılandıran, endişelendiren noktalara geleceğini ön görmüştük. Ve bu gidişatı durdurmak üzere, 60’lı, 70’li yıllardan gelen deneyimler sonrası ne yapılması gerektiği konusunda geniş bir mutabakat sağladık. Dedik ki, Özal hanedanlığı biz ancak ben soldayım diyen geniş yelpazedeki dinamitleri bir araya getirirsek eğer başarabilirdik.
Ve bu gerçekleşti. Benim ilçe başkanlığımda ön seçim olunmasına rağmen, diğer bazı ilçelerde olduğu gibi bir bütünleşme, bir omuzdaşlık bir yoldaşlık gerçekleşti.
“Öncü öncü kadrolarımızın sıcak temasları çok belirleyici oldu.”
Bunun gerçekleşmesiyle birlikte neden yerel yönetimlerde SHP’nin yerel yönetimlerde iktidara gelmesi gerektiğinin anlatılması, inandırması çok daha kolaydan gerçekleşti. O dönemdeki çok sayıdaki öncü kadrolarımızın sıcak temasları çok belirleyici oldu. Ve o dönemde siyasi idareyi elinde bulunduran siyasi güçlerin adaylarının karşısına seçim kazanma şansının hiç olmadığından bahisle ön seçime girmediler, aday dahi çıkmıyordu.
Beykoz Özgün Haber: “Şu anda CHP’de 13 tane Beykoz belediye başkan aday adayı var. Kimin adaylaşacağını bilmiyoruz ama sizce nasıl karakterler aday yapılmamalı?
Hüseyin Ünal: “Seçilecek aday Beykozluyum, sizden biriyim diyecek.”
Seçilecek aday Beykozlu olacak, Beykozluyu tanıyacak. Beykoz’un mahalle mahalle, sokak sokak sorunlarını bilmeye yatkın olacak. Bu yönde alt yapısı olacak. Beykoz’un tarihini, kültürünü, insanını, Beykoz’un demografik yapısını, Beykozlu seçmenin hangi kararlardan etkilenip hangi kararları alabileceğini öngörecek. Ve ben Beykozluyum, sizden biriyim diyecek. SHP’den sonraki dönemde CHP’de Belediye başkan adayı belirlendikten sonra şunu gördük, ‘ben kendi ekibimle seçim çalışmalarını en iyi şekilde yürütürüm, seçimleri de kazanırım.’ Bu olmuyor, yani ilçe başkanı, ilçe yönetim kurulu üyeleri, ilçede yer alan almayan kanaat önderleri, mücadelede ilçenin bir yerlere gelmesini sağlamış emektarları… Küsüyorlar, darılıyorlar, olumsuz yönde etkileniyorlar ve geri çekiliyorlar. Bu da seçim başarısızlığını da beraberinde getiren doğal olarak getirmekle birlikte aradaki oy farkının da büyümesine neden oluyor.
Beykoz Özgün Haber: “Peki, Genel Merkez sizi neden aday yapmalı?”
Hüseyin Ünal: “Beykoz’da hangi adayla daha fazla oyu elde edeceğinin analizini iyi yapmak durumunda.”
Ülkemizin önümüzdeki günlerdeki karşılaşacağı olası bugünleri aratacak sıkıntıların önüne geçebilmek için, CHP gerçekleştireceği omuzlaştığı ittifaklarla yerel seçimlerdeki olumlu sonucu en üst düzeye taşımak… Bunun gerçekleşmesi içinde ilçelerde, Beykoz’da hangi adayla daha fazla oyu elde edeceğinin analizini iyi yapmak durumunda. ‘Neden ben’ dersem burada, seçmen aday olarak ortaya konulan kişiyi araştırmak, tanımak istiyor. Göreve geldikten sonra nasıl bir görev anlayışıyla hizmet vermek üzere tavır alacağını bilmek istiyor. Beykozlu seçmenin çok önemli bir bölümü Hüseyin Ünal’ı 1989 yerel seçimlerinde iktidarda olan, 1991 yılında da merkezi hükümette koalisyon ortağı olan, iktidardaki partinin ilçe başkanı olarak tarttı, ölçtü değerlendirdi. Diyor ki seçmen, ‘o dönemin ilçe başkanı, bu dönemin belediye başkan adayı olacaksa, benim ona güvenim tam’ diyor. ‘Siyasi çıkarlarını gözetmeksizin bu görevleri eksiksiz yerine getireceğine, çalışacağına eminim, güveniyorum’ diyor. Bunu ‘yeter artık’ diyen diğer siyasi partilerin seçmenlerin bir kısmı da söylüyor.
Yerel yönetimlerde memnuniyetin giderek artması, alınan kararların desteklenmesi için en geniş şekilde katılımcı şart. Hangi siyasi partiden olursa olsun. Beykoz’da yaşayan insanların hayatlarına dokunan her türlü kararda onların konu hakkındaki görüş önerilerini almak şart.
Beykoz Özgün Haber: “1990’lı yıllarda şöyle bir benzetme yaparsak yanlış olmaz. 1990’lı yıllarda seçimi kazanan, kazandıran bir ilçe başkanı olarak şampiyonlar ligindeydiniz. Şimdi, 2024’lere geldiğimizde Beykozlu seçmene ‘yine biz bu partiyi şampiyonlar ligine sokacağız’ diyebiliyor musunuz?”
Hüseyin Ünal: “O günkü ruhla, mücadeleyle, heyecanla… Yaptım, yine yaparım…”
Rahatlıkla bunu söyleyebiliyoruz, hatta basında “1989 ruhunu canlandırmak için geliyor” bir başka “efsane başkan” O dönemde gerçekleştirdiğimiz programı takip etmek zordu. Ülkemizin olumsuzluklara sebebiyet veren güçlerine karşı mücadele kimliği kurduk. Ben o günkü heyecanı taşıyorum. Ve ben arkadaşlarımın önerileriyle, destekleriyle bugün Beykoz belediye başkan aday adayı oldum. Bugünün düne göre çok daha büyük bir önemi var. Bu bir görevdir, bu bir tarihi görevdir. Bu bir sorumluluktur, ülkeme karşı benim sorumluluğumdur. Beykozlu insanına ‘artık burada yeteri kadar kaldınız, terk et’ diyenlere karşı vereceği mücadelede en ön saflarda yer almak görevimdir. O günkü ruhla, mücadeleyle, heyecanla… Yaptım, yine yaparım…