30. YILIM 50. YILIM 100 YILLAR DAHA…
Çok şükür, bugün buradayım ve şahidim!
Sanatımın 30. Yılına girerken, yaşamımın 50. Yılını sürerken Cumhuriyetimin 100. Yılı gelip çatmışken…
Bu büyük coşkuyu ve onuru bana ve halkıma yaşatan Atama, silah arkadaşlarına ve birbirinden değerli cesur kahramanlarımıza çok şey borçluyuz. Sadece bu toprakları değil, istiklalimizi, istikbalimizi ve kimliğimizi kazandığımız bir zaferdir Cumhuriyet! Alnımız açık, yüzümüz pak, göğsümüzü gere gere kutlayacağımız bir zafer…
Neden bu kadar sessiz hala ortalık?
Ben kutlamalarıma, Kurtuluş Savaşımızın başlangıcının 100. Yılına girilirken başladım. Öyle olması gerektiğine inandım. Bu ülkenin bir evladı, bir sanat ve bir edebiyat insanı olarak üzerime düşeni, en iyi şekilde yerine getirmek için elimi taşın altına koydum. Ülkemizi bize emanet edenler için borcumu hafifletmeye yemin ettim.
Altında güvenle yaşadığım bayrağıma, andımıza, marşımıza sahip çıkmak, bu topraklara, milletime ve devletime bağlı kalmak ben doğmadan yazılmış olan yazgımdır.
Yüksek ahlaklı olmayı ve dürüstlüğü öğrendim babamdan, sabrı ve fedakârlığı öğrendim anamdan, paylaşmanın önemini edindim ablamdan, küçüğümü korumanın ve o büyüdükçe tarafından kollanmanın değerini bildim erkek kardeşimden…
Beni eğitmek için her yolu deneyen öğretmenimden öğrendim ben, bildiğim pek çok şeyi… Eşimden, dostumdan keza sevgiyi, sadakatin kıymetini…
Ve hatta bana düşmanlık edenden, ihanet edenden ötürü daha da sıkı sıkıya sarıldım ahlaklı, adil, dürüst ve affedici olmaya…
Aynı toprağın insanlarına hiç yakıştıramadım nefreti, kini… Her zaman birbirimize karşı sorumlu olduğumuzu düşündüm bir aile gibi… Bu toprağın çocukları olmamızdan sebep…
Hayat böyle değil, meseleye herkes benim baktığım yerden bakmıyor; büyüdükçe gördüm. Fakat asla vazgeçmedim.
Bir Cumhuriyet kadını olarak, bu vatanın bir parçası olarak Atama bir sözüm var:
Ey Büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!
Bu sözü küçükken verdim ben, küçücükken…
Savaşın acımasız yüzünü kitaplardan öğrenmedim sadece… O yüzden geçmişimin, anlı şanlı tarihimin bilinmesi için çabalamaya devam ediyorum, edeceğim.
- YILIM 50. YILIM 100 YILLAR DAHA…
Çok şükür, bugün buradayım ve şahidim!
Yarın olmayacağım ama kitaplarımda satır satır sürecek şahitliğim.
…
Neden bu kadar sessiz hala ortalık?
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Benzer Yazılar
-
Beykoz’da Zaman Daralıyor, KÖSELER’i Bu kez Zaman Aşımı da Kurtarmayabilir!
-
BENCE ÖLDÜM
-
Kumruların Aşkı
-
KARMA-ŞA
-
MİSAFİRSİN BU DÜNYADA
-
BİZ İYİ İNSANLARDIK!
-
NE BİR EKSİK NE BİR FAZLA
-
Murat Aydın, KÖSELER’den Daha Çok Beykozlu
-
HERKES GİBİ GÖMÜN BENİ!
-
HAYATA DÖN
-
Kim Daha Çok Yalan Söyler? Kadın mı Erkek mi?
-
KÖSELER’in 100 Gün Değerlendirmesi