Yeni adresimiz
Ana Sayfa Yazarlar 28.08.2023 516 Görüntüleme

SANATA SAYGI 3

reklam

Hayatın her alanında eksikliğini hissettiğimiz ve yokluğu esnasında darbeler aldığımız en temel ihtiyacımız bence “Saygı”dır. Genellikle “Sevgi”nin üzerinde durulur oysa… Elbette sevgisiz hiçbir şey olmaz, elbette insanın en büyük ihtiyacıdır sevgi ve o olmadan saygı duymak epey zordur. Bunu bireysel olarak değil toplumsal değerler üzerinden yapmak mümkündür. Dolayısıyla sadece nezaket kurallarına uygun davranmak durumu kolaylaştırır.

İnsanlardaki sığ düşünceye neden olan da her şeye şahsi görüşle yaklaşma biçimi ve yanılgısıdır:

“Ben böyle düşünüyorum, bence böyle, bu benim görüşüm. Ben, ben, ben…”

Geniş bir pencereden bakmayı reddetmek, doğrusu kendine gösterildiği ve ispatlandığı halde düşüncesinde diretmek insanı körleştirir ve sağırlaştırır. Zaten kendine duyduğu aşırı sevgiyle başkalarına karşı sevgisizleşir ve dolayısıyla kabalaşıp saygısızlaşır.

Aslında insanın insanla, hayvanla, doğayla ve tüm bunların yaratıcısıyla anlaşması hiç de zor değildir.

Bizler unuttuk.

Unuttuğumuz her şeyi bize hatırlatması için sanatın gücünü kullanmalıyız. Sanatla farkındalığımızı oluşturabilir, arttırabilir ve ruhumuz için huzura giden o büyülü kapıyı aralayabiliriz.

Bunu yapabilmenin yolu ise sanat yapan insanlara saygı duymaktan geçer, onlarla cahil cesaretini kuşanıp aşık atmaktan değil;  sanatı ve insanlar üzerindeki binlerce yıllık etkisini küçümsemekten değil…

Küçümsemedeki büyüklük duygusunun ne kadar acınası olduğu aşikârdır.

Gerçek bir büyüklüğe sahip olan kişi yani kendini bilen, olgun, açık görüşlü, empati yeteneği yüksek, bilgili, anlama ve değerlendirme kabiliyeti yeterli olan kişi; bir başkasını ve hiçbir mesleği küçümsemez.

İşin en can alıcı tarafı; mesleki açıdan aynı zorlukları yaşayan, üretirken, yaratıcılığını ve yeteneğini kullanırken aynı sancıları çeken insanların birbirine saygıda kusur etmesi ve birbirlerini küçümsemesidir.

Bizler, insanı insana insanla, müzikle, resimle, heykelle, dansla, edebiyatla anlatanlar dahi bunu yapabiliyorsa daha ne denebilir bilemiyorum.

Her zaman, eğer biri sanatı seçmişse başta kendi hayatı olmak üzere hayatı güzelleştirmek ve insanlara yol gösterici olmak çabası taşıdığına, içindeki kötü ve iyi dengesini en başarılı şekilde kurup iyiliğe yönelebilecek ve iyi olanı yayabilecek çok değerli bir kişi olduğuna inanmışımdır.

Yanılmışım.

Üzülerek söylüyorum: Yanılmışım!

Yurtiçinde bizzat yaşadıklarımın yanında yurtdışından da okuduğum haberlerle, seyrettiğim belgesellerle şahitliğim üzerine söylüyorum: Yanılmışım!

Hepimiz değer görmek istiyoruz bunu yaparken karşımızdakini değersizleştirmek içinse her şeyi yapıyoruz. İnsan hayatı çelişkilerle ve tutarsızlıklarla dolu…

Nefes alabildiğim tek yer sanat!

Tutkumun oluşmasındaki en bariz sebep belki de budur.

Fakat artık nefes alamıyorum.

Hatta boğuluyorum.

Benim şu an içinde bulunduğum duruma düşmüş olan çok yetenekli aktör ve aktrisler, çok değerli yapımcılar, filmciler, tiyatro sahipleri ve hatta yazarlar; gördükleri değer bilmezliklerden, kendilerine yapılan saygısızlıklardan ötürü mesleği bırakıp kimi genç yaşta kimi ben yaşlarda köşesine çekildi.

Yeteneği, yaratıcılığı, sanata katkısı fevkalade yüksek olan bu sanat insanlarını kaybetmek, kaybettirmek yerine onları el üstünde tutmak gerekir ki Türk Sanatı gelişebilsin.

Bunun için meslek içinde ve dışında olan kişilerin duyarlılıklarını arttırması gerekmektedir. Daha da önemlisi devletin hem vatandaşı hem de sanatçısı olan bu insanlara karşı tutunduğu tavır çok önemlidir. Öncelikle sanata değer verilmelidir ki yaratıcılığa, üretkenliğe ve sanatçıya saygı oluşturulabilsin. Dolayısıyla devlete bağlı sanat kurumlarında da yeni düzenlemelerin ışığında gelişime açık bir yaklaşımla klasik anlayışla yeni anlayış birleşebilsin. Özel statüdeki sanat kuruluşları da iyileşmeye tabii tutulmalıdır.

Sanata Saygı hareketiyle;

Önce mesleki deformasyona uğrayan ve mesleği deformasyona uğratan kişileri elekten geçirmek, ehliyet sahibi olmayanları men etmek ve veya eğitime yönlendirmek, “Ücretsiz Gösterim” mantığından (Ki bunu daha önceki yazılarımda da belirtmiştim,) tamamıyla kurtulmak, üniversitelerdeki sanat eğitimini iyileştirmek ilk önce yapılması gerekenlerdir.

Unutulmamalıdır ki;

Sanata saygı, İnsana ve emeğe saygıdan geçer.

reklam

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

İlginizi çekebilir

Çocukluk Travmaları

Çocukluk Travmaları

Özgün Haber Reklam Alanı
Özgün Haber Reklam Alanı
Tema Tasarım | AnatoliaWeb