Yeni adresimiz
Ana Sayfa Yazarlar 26.05.2023 355 Görüntüleme

MÜTEVAZI DURMA!

reklam

“Kendinle böbürlen, çıkar ilişkisine gir, yalakalık yap, herkese değer verme, herkesle muhatap olma, çok saygı gösterme, çok sevme kimseyi, rica etme, emret!” diyorlar bana ve ekliyorlar: ”Mütevazı durma!”

Belki de haklılar…

Bana göre kişinin başkaları tarafından değer görmesi için çeşitli ilişkiler kurmaya, politik davranmaya ihtiyacı yoktur; olmamalıdır. Ne var ki ne kadar kibar olursam o kadar kafama biniyor insanlar.

Kişi, başta kendini bilmeli ve hakkındaki kanaatini geliştirdiği ölçüde kendi değerini kendi bilmelidir ki bu çok önemlidir. Keza bunu bilen kişi, diğer canlıların yaşam hakkına saygı gösterir, onları düşünür, insanların fikirlerini dinler, onlara önce insan olarak değer verir; sonra kişiliğine, ahlakına, tutumuna, yaşam tarzına, mesleğine vs. göre ayrı ayrı değerler biçer. Uyuşmazlık yaşansa dahi bu değişmemelidir. İlişkiler bitebilir ama birinin, karşısındaki kişiye saygısının kaybolması için çok büyük sebepler olmalıdır. İster aşk, ister iş ilişkisi olsun, o biri; sadece kendi açısından bakarak, yerli yersiz küçük bahaneler öne sürerek, haksız suçlamalarda bulunarak, küçümseyerek, iftira atarak hiçbir şey elde edemez ve zaman içinde çevresindekilerin gözünde kendi saygınlığını yitirir.

Son zamanlarda dünya gerçekten çılgın bir yer olmaya başladı. “Ahlak” sözcüğünü ağzına dolayan çoğu insan ahlaksızın önde gideni… Benmerkezcilik tavan yapmış durumda… Kendini dev aynasında görenler fütursuzca çoğalmakta… Hiçbir fikri olmayan, hiçbir titri olmayan insanlar, kendilerini ikiye katlayıp ona bölüp beşle çarpacak düzeydeki insanlara üstten bakmakta… Kendilerini onlarla aynı kefeye koyma ya da ve hatta onlardan daha iyi olduklarına inanma paranoyasına girmiş durumda…

Hayranlık duyanlar, hayranlık duydukları insanları; biraz palazlandıkları an, küçümsemeye başlarlar.

Benim de başıma geliyor. Bir süre sonra karşımdaki kişi, beni kendine rakip seçiyor.  Rekabet kişiyi motive eder fakat haksız rekabet gibi şuursuz rekabet de tatsızlık verir.

Rakip olmak için denklik gerekir.

Kendimizden yaşça büyük, tecrübeli, işinin ehli ve ciddi bir kariyeri olan insanları örnek almak kendimize rakip olarak görmekten daha doğrudur.

 

Ben kimsenin rakibi değilim, ne kadın olarak ne oyuncu ne yazar olarak… Bugüne kadar hiç kimseyi rakip olarak görmedim, bugün de görmüyorum. Sistem bizi buna zorlasa da…

Biliyorum ki her birimiz farklı ve özeliz.

Ben kendime göreyim; kendim kadarım ve kendim gibi olmalıyım. Bir yarışım yok benim, bir mücadelem var; hayatta kalma mücadelem var, kendimi kabul etmişliğimle birlikte kendimi ifade etme mücadelem var. İnsanlarla olan birlikteliğim esnasında hayatla olan mücadelemi sanatla, edebiyatla yoğuruyorum. Tanrı’yla olan sohbetlerimle kalbimi arındırıyorum. Ahlaklı kalabilmek için genel geçer kuralları baz alıp toplum içinde yaşadığımı kendime hatırlatıyorum. Dürüst olmak için ise çaba harcamıyorum hiç çünkü bu bende genetik sanırım.

Fark ettim ki herkes benim tarafımdan çok fazla değer görmek istiyor, ben değer verdikçe de bu istekleri katlanarak artıyor; kendilerince, beklediklerini alamadıkları an bunun sonu, öfkeye daha sonra da nefrete dönüşebiliyor.

Benim kalbimde herkes kendi değerini kendi belirler.

Paylaşımlarımızla bağlılığımız ve güvenimiz zaman içinde artar ya da hiç oluşmaz ya da bozulur. Kimin hayatında böyle değil ki? Ekstra sevgimi hak etmek için kimsenin yapabileceği bir şey yok! Bana pırlantalar taksa, yatlar katlar alsa, her gün iltifatlar yağdırsa, bir işimi halletse vesaire vesaire… Karşımdaki kişi beni sadece insanlığıyla ve onurlu duruşuyla fethedebilir. Bir de sözüyle eyleminin paralelliği beni cezbeder.

“Mütevazı durma” üzerine belki de düşünmeliyim gerçekten…

Sapla samanın karıştığı fevkalade yorucu günlerdeyiz. Dünyamız salgın hastalıklardan kırılıyor; depremlerden, sellerden yıkılıyor. Ve biz ezik ruhlarını şişkin egolarıyla kapatmaya çalışan insanlarla boğuşmaya devam ediyoruz. Bu doğal afetler kadar zarar vericidir.

Kararım şu:

Alçaklıkla, ihanetle, ahlaksızlıkla, saygısızlıkla ve şuursuzlukla karşılaşsam bile ben mütevazı duruşumu bozmayacağım. Benim işim insanla ve dolayısıyla insanların iyiyi seçebileceklerine dair umudumu koruyacağım.

“Mütevazı durma!”

………

Belki biraz daha düşünmeliyim.

 

reklam

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Özgün Haber Reklam Alanı
Özgün Haber Reklam Alanı
Tema Tasarım | AnatoliaWeb