Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, Beykoz’un Yerel Gazetecileri ile buluşarak 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı.

Alibahadır’da bulunan Kemankeş Restaurantta gerçekleşen kahvaltılı toplantıda konuşan Belediye Başkanı Murat Aydın, gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutladı.

Başkan Murat Aydın seçildiği günden bu yana geçen süreçte birçok projenin devam ettiğini bir çoğunun hayata geçtiğini aktardığı programda Başkan  Aydın’a Başkan Danışmanı Enes Buladı eşlik etti.

Programda Belediye Başkanı Murat Aydın basın mensuplarının soruları cevapladı.

Murat AYDIN (Beykoz Belediye Başkanı)

Bugün bulunduğumun Alibahadır Mesire alanını rahmetli başkanımız (Yücel Çelikbilek) yapmıştı. Bu vesile ile kendisini rahmetle anıyoruz, Mekanı cennet olsun. Seçimden çok kısa bir süre önce açılışını yaptık. Alibahadır Mesire alanı içerisinde bulunan okçuluk alanı da mevcut. Bu alan Türkiye’nin en önemli merkezlerinden birisi haline geldi. Belki de ilk sırada diyebiliriz. Türk okçuluk sporuna çok ciddi katkısı olan bir yer.

“Beykoz’un büyük bir çoğunluğu tapu sahibi yapılmış.”

5. Dönem Belediye başkanlığı görevim devam etmekte. Alınan kararlar toplum yararına olan devlet projeleri hayata geçirmekle ilgili 5 yıl yetmeyebiliyor. Devamlılık daha verimli olmasını sağlıyor. Bizden önce rahmetli Yücel Çelikbilek başkanımız Cumhurbaşkanımızın desteği ile mülkiyetle ilgili Beykoz’un problemlerini çözmüş oldu. 2B’lerle ilgili mülkiyet problemi çözülürken hemşerilerimize mali yansıması nasıl olacağı noktasında da 2B’lerin olduğu diğer kentlerde olmayan bir şey burada yapılmış ve minimum maliyetlerle Beykoz’un büyük bir çoğunluğu tapu sahibi yapılmış. Bu anlamda rahmetli başkana ve mesai arkadaşlarına teşekkür ediyoruz.

“4 yıllık süreçte nereden nereye geldiğimize de bakıyoruz.”

Bizler Beykoz’da yaşam kalitesini arttırmak, katkı vermek, daha sağlıklı, daha mutlu, daha huzurlu olmaları noktasında belediye olarak ne yapabiliriz diye kendimize sorup, cevabını bulup bunun üzerinden yürümeye çalışıyoruz. Tüm gündeminiz İmar ve mülkiyetle ilgili konular olursa mutsuzluk da getiriyor. Kısa vadede çözülebilecek işler de değil. İmar ve mülkiyet problemi büyük ölçüde gerçekten çözülmüş. 4 yıllık süreçte nereden nereye geldiğimize de bakıyoruz. Bizler gelmeden önce mülkiyet ve imar problemin büyük oranda çözülmüş olmasını kendi dönemimizde bir avantaj olarak görüyoruz.

“Gündem maddemiz imar ve mülkiyet olmuştur.”

Bizim 4 yıllık süreçte özellikle 3,5 yıllık kısmında hep bir numaralı gündem maddemiz imar ve mülkiyet olmuştur. Mülkiyet konusu %90 hallolmuş, alanımızın yaklaşık %85’i Çevre ve Şehircilik Bakanlığının imar, nüfus olarak nüfusumuzun %40’ı bu alanda. Kalan alanın %15’lik kısmında yani nüfusun %60 olan kısmında yetki ağırlıkla Büyükşehir’de. Biz Belediye olarak hem Büyükşehir Belediye Başkanımız hem oradaki ilgili bürokrat arkadaşlarımız hem de Cumhuriyet Halk Partisi’nden meclis üyesi arkadaşlarımızla zaten görüşmeler halinde olduk. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yetkisinde olan kısmın imar çalışmalarının tamamlanması yönüyle.

“Beykoz’da imarla ilgili sorunları büyük ölçüde halletmiş olduk.”

Diğer %85’lik alanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla hep diyalog halinde olduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın hem Sayın bakanımıza hem bize talimatı “iki Murat bu sorunları bu dönem kesinlikle çözeceksiniz” diye talimatı vardır.  Çevre Şehircilik bakanımız o yoğun gündemi içerisinde, tüm Türkiye içerisinde Beykoz’a inanılmaz yer ayırdı.  Bürokratları hem de kendisi birkaç kez Ankara’da ve Beykoz’da bir araya geldik. Biz de Beykoz’da imarla ilgili sorunları büyük ölçüde halletmiş olduk.

“İmarla ilgili çalışmalar da birkaç ay içerisinde tamamlanmış olacak.”

Beykoz’da imar problemi, hukuki ihtilaf olan yerler hariç neredeyse %99 çözülmüş. Şu an imar planları yapılmış, planlara uygun olarak yapılaşma talebinde bulunanlara ruhsat verilmeye başlanmış.  Yani %100 olarak bu problem çözülmüş. Diğer bölgelerimizde der SİT derecelendirmeleri imarla ilgili süreç devam ediyor. Belediye olarak bir takvim açıklama zorunluluğumuz olmamasına rağmen, seçim yok, hiçbir şey yokken, yaptıklarımızı da insanlar bilsin, adımlarını ona göre atsınlar yaklaşımıyla kendimizi de bağlamak için takvimlendirme de yapıyoruz. 2022’de büyük ölçüde o iş tamamlandı. İmarla ilgili çalışmalar da birkaç birkaç ay içerisinde tamamlanmış olacak. Beykoz’da %85’lik alanda Bakanlığın ve fiilen bizim yetkimiz altında bulunan bölgelerde imar ile ilgili meseleler hallolmuş olur. Diğer yüzde 15’lik Büyükşehir Belediyesi’nde olan yerlerde de Büyükşehir Belediyesi ile görüşmelerimiz devam ediyor. Dolayısıyla biz imarla ilgili konuları büyük ölçüde hallettik diyebiliriz.

“Çavuşbaşı ve Görele ile ilgili yapılan itiraz ret edilmiştir.”

Birçok yerde planlarla ilgili “Efendim iptal edileceğini söyleniyor” falan.  Herkes her yere itiraz edebilir, yani o itirazlardan sonuç alınır-alınmaz ama Çavuşbaşı ve Görele ile ilgili yapılan itiraz ret edilmiştir. İnsanların kendi arazileriyle ilgili ne olacağını net şekilde bilmesi lazım.  Benim Murat Aydın olarak hemşehrilerimizin “yetki verdik” dedikleri, Belediye Başkanı olarak gündeminin ilan edilmemiş bir numaralı meselesi maalesef İmar ve mülkiyetle ilgili meselelerdir. Beklentimiz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde kendi yetki alan içerisinde ki imarla ilgili sorunları çözmesi noktasında hem İBB Başkanımızla hem de ilgili birimlerle görüşmelerimiz devam ediyor.  İnşallah Orası da hal olur.

“Ulaşımda yerel yönetimin yapacağı pek bir şey yok.”

Hemşehrilerimizin en önemli beklentilerinden bir tanesi ulaşımla ilgili. Bu konuda ulaşımla ilgili konularda yerel yönetimin yapacağı pek bir şey yok. Bize ulaştırılan talepleri biz Büyükşehir belediyemize iletiyoruz. Zaten Büyükşehir Belediye başkanımızla seçim sonrası bölgelerimizi ziyaret etmişti. O süreçte ve sonraki görüşmelerde ilgili bilgileri de kendilerine aktardım, aktarmaya da devam ediyoruz.

“Sporun her branşına da çok önem veriyoruz.”

Belediye olarak spora çok önem veriyoruz. Sporun her branşına da çok önem veriyoruz.  Gençlerimiz ve yetişkinlerimiz spor yapsın ki daha sağlıklı olsunlar. Gençlerimiz spor yapsın ki daha düzenli, daha disiplinli, daha özgüvenli olsunlar. Toplum sağlığı açısından, gençlerimizin moral ve motivasyonu açısından daha düzenli olması ve ülkemizin gelişmesi bakımından sporu destekliyoruz.

“Futbol kulüplerimizi destekliyoruz.”

Sporda bütün branşları destekliyoruz. Türkiye de spor denilince akla ilk olarak futbol geliyor. Biz futbol kulüplerimizi destekliyoruz. İatanbul da tesis anlamında en zengini Beykoz ilçemizdir. Buralarda bütün masraflarını belediye karşılamak kaydıyla kulüplerimize zaten tahsis ettik.  Aracı, gereci, malzemesi vesairesi… Yine ilave tesisler de yapmışız.

“Beykoz futbolda tesis bakımından 39 ilçenin en zengini.”

Futbolda, İstanbul’da tesis bakımından 39 ilçenin en zengini Beykoz’dur.  Burada oldukça fazla sayıda tesisimiz vardır. Bu tesisler hatta boş bile kalıyor. Bu tesislerinin tamamının bakımını, her türlü giderini Beykoz Belediyesi zaten üstlenmiştir. Yenimahalle ve İshaklı Mahallesinde de yeni bir tesis yaptık. Bizim spor kulüplerinden istediğimiz; Siz tesis ve malzeme ile ilgili hiç harcama yapmayın. Gidecekleri maçlarla ilgili ulaşım anlamında da hiçbir endişeleri olmasın, “bunların tamamını biz üstlendik” dedik ve üstlenmeye de devam ediyoruz. Amatör kulüplerimizin tamamı için istisnasız bunu söyledik. Memnuniyetsizliklerini onlara sormak lazım. Bizler futbolu kulüplerimize bıraktık ama desteklerimizi de veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz.

“Gençlik Spor Müdürlüğümüzü kurduk.”

Futbol dışındaki branşlarda da belediye olarak varız, yaklaşık 17 branş ve daha da artabilir bu sayımız. Gençlik Spor Müdürlüğümüzü kurduk. Müdürlüğümüz aktif bir şekilde çalışıyor. Beykoz’da hemşehrilerimiz hangi branşta spor yapmak istiyorsa onunla ilgili bir eğitmeni bir antrenman hocasını hemen bulacağız ve o alanda da hemen o branşı açacağız, destek olacağız, diye aldığımız bir karar var. Su sporlarından, doğada yapılan sporlara, bireysel sporlardan, takım sporlarına, hepsine olağanüstü bir destek veriyoruz.

“Tarım Müdürlüğü kuruldu.”

Belediyemizin, Tarım Müdürlüğünü, Kent tarımını geliştirmek ile ilgili yoğun bir çalışmanın içerisine girdik. Türkiye’de bu konuyu yerel yönetimlerde kimse gündem yapmazken bizim bir numaralı gündem maddelerimizden birisi de bu olmuştur. Tarım Müdürlüğü kuruldu, sonra tarım çalıştayı yapıldı. Sonra alım garantili desteklemeler yapıldı. Müdürlüğümüz zenginleşti, köy pazarı yapıldı… 4 yıllık süreçte biz ekili tarım alanlarımızın miktarını yaklaşık %20 arttırdık. %60 civarında da üretilen ürün miktarı arttı.

“Festivaller yapıyoruz.”

Festivaller yapıyoruz. İlk festivalimizi Sakarya’dan aldığımız mısırlarla ama ikinci ve üçüncü mısır festivallerini Beykoz’da üretilen mısırlarla yaptık. Hem tarım hem de hayvancılıkta ciddi desteklerimiz oldu. Dolayısıyla alım garantisi olduğu zaman üreticinin “ben bunu satamam” kaygısı da olmuyor. İstanbul’da Kent tarımı oldukça önemli.  İnsanların çok yoğunluklu yaşadığı yerde de onları ayakta tutabilecek kadar belli ürünlerin mutlaka yetiştirilip üretilmesi gerekiyor.

“Peynirini yapmadık ama sütlacı yapmaya devam ediyoruz.”

Bizim tatlılarda sütlaçta kullandığımız sütler de buranın, Beykoz’un sütü.  Peynirini yapmadık ama sütlacı yapmaya devam ediyoruz. Kent tanımı son derece önemli, bunun olabilmesi için özendirmeniz lazım. Biz dışarıdan köy ürününün sokulmasına müsaade etmiyoruz. Beykoz’da üretilen ürünler var, millet sofrasında kullanıyoruz, ihtiyaç sahibi ailelerimize ulaştırıyoruz.

“Kültür sanatta İstanbul’da anılan bir ilçe olduk.”

Bizim kültür sanatla ilgili anılan belediyelerden biri olduk. Dışarıdan sanatçıları, bilim insanlarını getir ama benim en çok hoşuma giden tiyatro akademisi başlatmıştık ve liselerden olağanüstü ilgi oldu. Bizim tiyatro akademisinde yetişen gençlerimiz İstanbul’un farklı salonlarında 5 tane oyunumuz oynanıyor. Tiyatrodan resime, kültür sanat ve meslek edindirme anlamında çalışmalarımız var. Orada da hemşerilerimizin desteği oldukça fazla. Tiyatroda bir ara ücretsiz denedik, alan gelmiyor. Küçük bir ücret koyduk, şu anda alan geliyor ve biletler açıldıktan 1 saat sonra bitiyor. Kültür sanatın takipçileri bile belediyenin takipçileriyle yarışmaya başladı.

“Tokatköy Kentsel Dönüşüm alanı hakkında…”

Bir tarafta bir yanlışlık var bir hata var ki, niye böyle oluyor… Devlet yani belediye, yaklaşık 3,5 katrilyon eski parayla, yeni parayla 3,5 milyardan biz orada vazgeçiyoruz. 83 bin m2 imarlı bir arazisi var belediyenin. Üzerinde de vatandaşlar tarafından yapılmış binalar, yaklaşık 660 bağımsız birim var. Yasal noktada şunu yapabiliyorsun, enkaz bedellerini ödersiniz ve ilişki tamamlanmış olur. Kamunun yasal sorumluluğu odur. Sadece enkaz bedelini ödersiniz. Tapuyla ilgili bir zorunluluk yok, tapu tahsis yok, 2B yok.. Yani ihaleye çıkıp satabilirsiniz veya kendiniz arsayı kullanabilirsiniz.  Yaklaşık 120.000 m² brütte, yer altı kısımda dahil satılabilir inşaat alanı yapılıyor. Konutların metrekaresi o kadar yapmıyor da sağı-solu hesaplarsan…

“Güzel bir model çıkıyor.”

Şöyle yapsan, enkaz bedeli Örneğin 200 milyon tuttuğunu varsayalım, o kadar tutmaz da… 5 katı fazlasını versek enkaz bedeli olarak. Üzerine de bir formül buldum, 5 katı fazla veriyorsun. 1 milyar dağıtsak oradaki 660 kişiye… yani ortalama kişi başı birer buçuk milyon enkaz bedeli verse idik o arada şu anki yapacağımız Konutları da satsa idik, bize yaklaşık 4 milyar para kalacak, 4 milyar katrilyon para kalacak… Şöyle, enkaz bedeli 1’e 5 verdiğimizi varsayalım. Yani 200 yerine bir milyar verdiğimizi varsayalım, ilişkimiz bitmiş oluyor.  Şimdi biz, 120 bin metrekare diğer satacaksın orada,50.000’den satsan, 6 milyar yapıyor. Burası 10 bin 700 liradan ihaleye çıktı. 120.000 m², bugün 70-80.000 liradan satıyorlar. Biz diyelim ki 50 bin liradan sattığımızı varsayalım.  6 milyar… 3 buçuk kar…  Biz belediye olarak, devlet olarak 3,5 kaç milyondan vazgeçtik, biz üstüne 400-500 milyon lira zarar edeceğiz. Peki bu 3.5 kat trilyondan vaz geçtik, kime, nereye gidiyor? Oradaki 660 yaklaşık bağımsız birime, onlara vermiş oluyoruz, bir başkasına vermiyoruz ki. Orada bir miktar yer artacak doğru, onu da satacağız ama biz oraya bir buçuk milyar harcayacağız. Toplayacağımız para 200 milyon lira. Sattığımız yerden de muhtemelen 400 milyon civarında bir zararımız söz konusudur. Biz bunu %9 kesime anlatamadık ne de siyasilere…  Siyasilere anlatamam ama %91 anlamadı ama diğer tarafta %9 tamahkarlarla, sahtekarlarda, fitneciler birleşti bir araya geldi ortalığı karıştırdı. Güzel bir model çıkıyor ortaya. Bu alkışlanacak bir model.

“2018 yılından sonra yapılan yapılaşmaları affetmiyoruz.”

İmar barış yasası çıkmıştı. O bir milat olmuştu. Geçmişte, 2018 yılından öncekileri affettik, ama bundan sonra kesinlikle yapılmayacak… Geçmişte burada kaçak yapılmış ve bu binaların bakımı, ufak tefek tadilatları yapılmayacak mı? Zamanında fabrikayı kurmuşsun, insanları yerleştirmişsin… Sonrasında da “çivi, çakamazsın!” Bu doğru bir şey değil, yolunu yöntemini bulacaksın. Bir zorunluluğun getirdiği durumdur geçmişteki yapılanlar. Ama arkasından mülkiyetle ilgili sorunlar büyük ölçüde çözülmüş, imar barışı yasası yapılmış. Evet, dolayısıyla biz o düşünceyi benimsedik aynı zamanda olması gereken de o olduğundan belki kaçak yapmayın, tamir, bakım vesaire.. Bu konuda da hiç biriyle, hiçbir kimseyle menfaat ilişkisine girmeden aracı şu-bu olmadan yapabilirsiniz diye zaten söylemiştim o süreç içerisinde. Sonrasında bir de imar planları yapılıyor, sabırlı olun imar planları yapılacak, bu imar planları doğrultusunda zaten siz ne yapıp yapamayacağınızı göreceksiniz, ona göre hareket edeceksiniz… Tüm bunlara rağmen kaçak yapılaşmalar oldu. Biz müdahale ettik ve yıktık.

“İmar planı çıktı, al ruhsatını. Engel yok ki, niye kaçak yapıyorsun…”

Şimdi yine yok imar barışı mı gelecek, bu ne olacak … Bir de kamu arazisine, kamu arazisi olmayan yere de kaçak yapılaşma oluyor. İmar planı çıktı, al ruhsatını. Engel yok ki, niye kaçak yapıyorsun… Bizim tutumumuz bu ve böyle de olmaya devam edecek. İmar planı hiç olmaz, hiçbir hareket alanın olmaz o zaman tamam haklısın ama şimdi imar planı var artı tadilat için zaten biz herkese müsaade ediyoruz büyütmemek kaydıyla. Tek şartımız var, aracı kullanmayacaksınız. Hiçbir yere, kamu, özel… hiçbir şey vermeyeceksin, maddi bir ilişkiye girmeyeceksin.  Geleceksiniz belediyeye “benim böyle bir yerim var, tadilat yapmak istiyorum.” Arkadaşlarım size tarif edecek. O da sizlere yol yordam bulmak adına. Adam badanasını boyasını yapmayacak mı?

“Kurallara uyulması gerekiyor.”

Belediye olarak haksızlıkların önüne geçmemiz gerekiyor. Ne yapacağınız ve de yapamayacağınız bu anlamda belli. Kurallara uyulması gerekiyor. Kurallara uyulması Beykoz’un zenginleşmesi anlamına geliyor. Kurallara uymayanların yerlerini de istemeyerek yıkmak zorunda kalıyoruz. Milli serveti neden yok etmek isteyelim.

“AK Parti İlçe Teşkilatımız çok başarılı.”

Bizim ilçe teşkilatımız 2019 seçimlerinde büyük bir başarı ortaya koydu. Buraya ilk geldiğimizde olan tabloyu biliyoruz, sonra seçimlerden elde ettiğimiz sonucu biliyoruz. Biz bu başarıyı halkımızın desteği, teşkilatımızın yoğun çalışmasıyla başardık. Ben hem ilçe başkanıma hem kadın kolları hem de gençlik kolları ve bütün kademedeki arkadaşlarımıza, Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatına hepsine müteşekkirim. Hem destekleriz her ortamda hem de gönlümüz onlarla birlikte. Bunun net şekilde bilinmesi lazım.

“Beykoz’un gençleri sahalardan ücretsiz faydalanmalı.”

Beykoz Belediyesi sporcuların malzemesinin ciddi bir kısmına katkıda bulunuyor. Maçlara gidecekse katkımız oluyor. Sahayı Kendi takımımın dışında gençlere kiraya vereyim diyorlar. Beykoz’un gençleri parayla orada spor yapıyor. Biz onu kabul etmiyoruz.  Programını yap, sahayı boş zamanlarda Beykoz’un gençleri ücretsiz kullansın. Belediyenin sahibi millettir, belediyenin yaptığı tesisten parayla yararlanmasına hazmedemiyorum.

Başkan Aydın’ın konuşmasının ardından program soru – cevap şeklinde devam etti.

Aydın, Beykoz yerel basın temsilcilerine 10 Ocak Çalışan Gazeteciler münasebetiyle hediyelerini takdim etmesinin ardından program;

toplu hatıra fotoğrafının çekilmesi ile son buldu.