Bağır Bağıra Bildiğin Kadar!
Çok yoruldunuz, hayat üstünüze üstünüze geliyor. Sizden on tane daha olsa ancak yetişeceksiniz yapmanız gerekenlere…
Birde şu 24 saati içeren adına “Gün” dediğimiz şey çabucak bitiyor ve sizi de bitirmiş oluyor ya gıcık oluyorsunuz…
Herkes sanki bir şeylerle deneniyor. Bir süreç ama ne kadar süreceğini kestiremediğiniz…
Bir anlamsızlık var adeta her şeyde, televizyonda ki haberler, dünyanın hali,gelecek kaygısı, hayat pahalılığı, yapmanız gerekenler, yapamadıklarınız derken boğuluyor gibi oluyorsunuz.
Sezen Aksu, nun yazıp seslendirdiği şarkıda olduğu gibi;
Bazen daha fazladır herşey
Bi eşikten atlar insan
Yüzüne bakmak istemez yaşamın
O kadar azalmıştır anlam…
Düşünüyorsunuz
Kim sizi anlıyor, kim yalnızlığını paylaşıyor sizden başka…
Bir ilişkiniz varsa bir sorun. yoksa bir sorun. Evlilikler yamalı.
İlişkiler hiç bu kadar kopuk yaşanmadı.Her koyun kendi bacağından asılır misali, kimsenin başkasını anlamaya, tanımaya, sabır göstermeye, hatta sevmeye gönlü yok gibi. Varsa da bunu göstermeye mecali yok sanki….
O da yorulmuş hayattan…
Ben uğraşamam.
O anlasın…
Benden bu kadar…
Ya çocuklarınız. Gelecekleri için endişeleniyorsunuz bir şeyler yapmak istiyorsunuz, Bunu bazen kontrolsüz kızarak gösteriyorsunuz… Onlarsa sanki başka dünyadan size sesleniyorlar Odasına kapanan, özel hayatları ve dünyaları olan bilgisayar çocukları!
Bir şey söyleseniz yaşı büyük olanlar “sen anlamazsın zaman değişti” diyorlar. Bir yerlerden tanıdık gelsede bu cümle o sudan çıkmış balık gibi nereye gideceğini bilmediği için yönlendirmek istiyorsunuz ama ne yapacağınızı, nasıl davranacağınızı bilmiyorsunuz.
Uçurumlar biraz daha genişliyor…
Ne oldu bize de melul melul bakıp hayatı seyreder olduk?
Sonbahar hüznü mü? Neyin Rehaveti çöktü üstümüze?
Mutlu mu, mutsuz muyuz onu bile bilmiyoruz.
Hep pozitif olmakta işe yaramıyor… (Bunu bir kişisel gelişim uzmanı yazıyorsa vay halimize…)
Ne yapacağız peki?
O zaman hemen git radyoyu aç
Bi şarkı tut
Ya da bi kitap oku mutlaka
İyi geliyor
Şarkının sesini biraz daha açın ve birlikte söyleyin;
Ya da balkona çık bağır bağırabildiğin kadar
Evet ne duruyorsunuz;
Bağırın bağırabildiğiniz kadar
(Sustuğunuz, baş edemediğiniz, yorulduğunuz, çaresiz hissettiğiniz tüm anları, tüm duyguları haykırın..
Zira;
Zehir dışarı akmadan yürek yıkanmıyor
Ama fazla da üzülme, hayat bitiyor birgün
Ayrılıktan kaçılmıyor
Hem çok zor, hem de çok kısa bir macera ömür
Ömür imtihanla geçiyor…
İmtihanla geçen bu hayatta duygunun üstünü örtmek değil tam tersine bize hissettirdiklerine kulak vermeli ve nasıl ki kahkaha ile gülebiliyorsak, gülmeliysek bağırarak ağlayabilmeliyiz…
Korkumuzu, çaresizliğimizi, umutsuzluğumuzu, acımızı, yokluğu, yalnızlığı dönüştürebilmenin tek yolu içimizden onu çıkartıp, arındırıp
Acının insana kattığı değerle
Yıldızların o ışıklı fırçasını değdirerek yerine umudu, sevgiyi, bereketi, huzuru, çözümleri, ahenki, dengeli bir hayatı koyabilmektir…
Unutma ki;
İnsan denen varlık her duyguyu yaşatandır…
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Benzer Yazılar
-
Beykoz’da Zaman Daralıyor, KÖSELER’i Bu kez Zaman Aşımı da Kurtarmayabilir!
-
BENCE ÖLDÜM
-
Kumruların Aşkı
-
KARMA-ŞA
-
MİSAFİRSİN BU DÜNYADA
-
BİZ İYİ İNSANLARDIK!
-
NE BİR EKSİK NE BİR FAZLA
-
Murat Aydın, KÖSELER’den Daha Çok Beykozlu
-
HERKES GİBİ GÖMÜN BENİ!
-
HAYATA DÖN
-
Kim Daha Çok Yalan Söyler? Kadın mı Erkek mi?
-
KÖSELER’in 100 Gün Değerlendirmesi