YARIN ÖLECEKMİŞİM GİBİ DEĞİL DÜN ÖLMÜŞÜM GİBİ SEV BENİ
Lütfen! Bugün Sev Beni!
Üzerime atılan toprağı suluyor musun?
Bir çiçek ek desem ne ekerdin mezarıma?
En sevdiğim kırmızı gül olsa da ne isterdim biliyor musun?
Filizlensin, yeşersin bir sürü papatya
Sen benim bu dünyadaki çözülmemiş bilmecemsin
Seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor, seviyor musun?
Sevmediğin çıkıyor her falda
Bugün hissettiğim bu! Senin bana bugün hissettirdiğin bu! Yanındayım. Hep. Biliyorsun ve unutuyorsun çoğu kez. Nasılsa buradayım. Gün içinde birlikte olmasak da bazen, eminsin hiçbir yere gitmeyeceğimden. Evde olacağım sen geldiğinde ya da sen evdeyken, sonradan geleceğim ben; evde olacağız birlikte… Aynı sofrada yiyeceğiz yemeğimizi sonra önemli bir konuyu bile anlatmayı unutacaksın bana, anlattığını sanacaksın, anlatmamış olacaksın. İçin geçecek uyuyacaksın. Birlikte yaşam mücadelesi içinde yuvarlanıp gideceğiz yan yana… Sana bakarken şöyle düşüneceğim yine “Yan yanayız da sadece yan yana…” Üstünü örteceğim, üşüme diye.
Yarın ölecek olsam faydasız, sevgini bana sunmaya zaman yetmez ki… Diyemem sana “Bugün sevdiğin gibi değil yarın ölecekmişim gibi sev beni. Sar güçlü kollarınla, okşa başımı, gözlerini kaçırmadan uzun uzun bak bana… Sağında benim kalbim, sağımda senin kalbin, atsın solumuzda kendi kalbimiz. Karışsın birbirine sesleri dudaklarımızda sebepsiz bir gülümsemeyle…” Desem bile dersin ki bana “İyi misin? Ne demek şimdi bu? Ölüm mölüm, ne biçim şeyler düşünüyorsun!” Bunca sözün arasından seçeceğin ‘ölüm’ kelimesi olur. En az dikkat çekecek kelime oysa benim için.
“Beni dün ölmüşüm gibi sev” en iyisi. Eğer dün öldüysem bir daha beni göremeyeceğini bileceksin, daha öldüğüm saniye beni özleyeceksin. Gözündeki yaşın her damlası kalbinde birikecek. Yüreğin şişecek, sıkışıp… Geceyi bensiz, bomboş evimizde geçireceksin. Yatağa bile giremeyeceksin, sağında atmayacak artık kalbim. “Tek kalple nasıl yaşayacağım?“ diyeceksin. Üzülecek, çok üzüleceksin. Diyeceksin ki “Keşke…” Beni ne kadar sevdiğini unuttuğunu fark edeceksin yokluğumla, diyeceksin ki “Keşke…” Gözlerimi düşüneceksin, gülüşümü, salınarak yürüyüşümü… Kurtulmak için acından en kötü huyumu, en kızgın halimi hayalinde canlandırmak isteyeceksin, en güzel yerim gelecek aklına, diyeceksin ki “Keşke…”
Bir daha yan yana olamayacağız, sen mezarıma geleceksin. Belki toprağın altından, belki göğün mavisinden bakacağım sana. Beni görmen için defalarca yalvaracağım Tanrı’ya… Anlayacağım ki beni sevmişsin. Diyeceğim ki “Keşke…”
Yarın ölecekmişim gibi değil dün ölmüşüm gibi sev beni. O zaman bugünün her saniyesinin kıymetini biliriz birlikte. Sevgimiz tazecik kalır böylece…
Bir daha seni göremezsem nasıl yaşarım?
Bir daha beni göremezsen nasıl yaşarsın?
Lütfen! Lütfen! Bugün sev beni!
Dün az daha ölüyordum, bunu hatırla, e mi?
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
Masumiyetin Bitişi
-
TABULA RASA
-
SEVTAP HOCAM SAYGILAR
-
Beykoz’da Zaman Daralıyor, KÖSELER’i Bu kez Zaman Aşımı da Kurtarmayabilir!
-
BENCE ÖLDÜM
-
Kumruların Aşkı
-
KARMA-ŞA
-
MİSAFİRSİN BU DÜNYADA
-
BİZ İYİ İNSANLARDIK!
-
NE BİR EKSİK NE BİR FAZLA
-
Murat Aydın, KÖSELER’den Daha Çok Beykozlu
-
HERKES GİBİ GÖMÜN BENİ!