Beykoz Belediyesi’nde çalışan, Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş’ten istifa ederek, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasında örgütlendiği iddia edilen 7 işçinin, İş Kanununun 17. maddesi gerekçe gösterilerek işten atıldığını belirterek, Genel-İş Anadolu yakası 2 No’lu Şube üyeleri, Beykoz Belediyesi önünde basın açıklaması eşliğinde Beykoz Belediye yönetimini protesto etti.
Beykoz Belediyesi önünde yapılan basın açıklamasında; CHP İBB ve Beykoz Belediye Meclis Üyesi Cemal Sataloğlu ve CHP Beykoz Belediye Meclis Üyesi Süha Pekkip, Genel-İş Anadolu Yakası 1 No’lu Şube temsilcileri ve işçileri, Genel-İs Konut İşçileri Şubesi yönetimi, Genel-İş Şişli Şube yöneticiler ve Maltepe Belediyesi işçileri katılım sağladı.
Yapılan açıklamada; işten atmaların sendika seçme özgürlüğüne müdahale olduğu ifade edilirken, işten atılan işçilerin işlerine iade edilmesi istendi.
Basın açıklamasını Genel-İş Anadolu Yakası 2 No’lu Şube Mali Sekreteri Cihan Demir okudu.
“Beykoz Belediye isçileri pandemi koşullarında birçok işçi, emekçi gibi ağır bir yükün altında ezildi. Belediye isçilerinin ücretleri asgari ücretin altında kaldı, Elektrikten doğalgaza, ekmekten peynire her seye %50’nin Üzerinde zam geldi. Bu süreçte gerçek enflasyon oranında zam gelmeyen tek şey isçilerin ücretleri oldu. Geçmişte kazanılmış sosyal haklar, enflasyonla birlikte komik rakamlara dönüştü. Yemek ücretleri isçilerin cebinden ödenir hâle geldi.
Aldığımız yemek ücretiyle sağlıklı beslenmek mümkün mü? Sağlıklı beslenemediği, bağışıklığı güçlü olmadığı için birçok işçi arkadaşımızı pandemide kaybettik. Pandemi en çok yoksulları, insanca yaşayabileceği bir ücret alamayan isçileri vurdu.
Ücretlerimiz enflasyon etkisiyle erirken, çalışma koşullarımız da yoğunlaştı. Bugün ofis çalışanından süpürgeciye tüm isçiler, iki isçinin, üç isçinin işini yapar hale geldi. “İsçi alınır, bir sure idare ederim” diyen isçi arkadaşlarımızın fedakârca idare ettiği bu süreç, bugün bir çalışma sekline dönüştürüldü, Daha az isçiyle daha çok ise koştuk, koşuyoruz. Fedakârca sokakları temizledik. Parkların ve yolların bakımını yaptık, filyasyon çalışmalarına katıldık, birçok alanda binlerce vatandaşa hizmet ettik. Ama bunun karşılığını alamadık. Dinlenme hakkımızı, ailemizle vakit geçirme hakkımızı, hafta sonu izin hakkımızı vermediler. Beykoz Belediyesi’nde çalışma saatleri 40 saat olarak düzenlenmeli, isçilerin işyeri dışında da bir hayatı olduğu kabul edilmelidir. Hafla sonlan izin sayılarak çalışma saatleri yeniden düzenlenmelidir. İşyerinde angarya çalışmaya, baskıya, çalışanlara kötü muameleye, mobinge son verilmelidir. Çalışma koşullarının iyileştirilmesi sadece ücret artışı değildir. Tüm işçilere hak ettiği saygıyı, insanlık onuruna yakışır ve çalışma hayatını sunmak demektir. İşçilerin kullandıkları malzemeler iyileştirilmesinden, çay ocaklarının, dinlenme alanlarının sağlanmasına kadar her şeye insanlık onuruna yakışır bir şekilde olmalıdır. Belediye yöneticilerinin çalışamayacağı, kullanamayacağı lavaboların, bir ay bile dayanamayacağı koşulların biz belediye işçilerine reva görülmesi Kabul edilir değildir.
Yine belediye işçilerinin öne çıkan sorunlarından biri çalışanlar arasındaki statü farklarına bağlı olarak gerçekleşen ücret farklıdır. Ancak bu çalışanlar aynı eşi yapmaktadır. Aynı işi yapan belediye çalışanları arasındaki fark en yüksek alanın ücreti baz alınarak eşitlenmelidir. Eşit ise eşit ücret uygulaması hayata geçirilmelidir. Bu ayrım ortadan kaldırılmalıdır. Beykoz belediye işçileri daha iyi koşullarda yaşamayı ve çalışmaya hak ediyor.
Bugün Beykoz Belediyesi’nin içinden çalışanları çıkartırsanız Belediyede ne kalır? Bugün bu işçiler olmazsa belediye hangi hizmeti üretebilir? Yeniden hatırlatmak isteriz; Beykoz Belediyesi ne üretiyorsa, hangi hizmeti veriyorsa Beykoz Belediyesi’nde ki biz emekçiler sayesindedir. Peki, Beykoz belediye işçileri bunca değeri üretirken, kendileri insanca koşulları hak etmiyorlar mı? Çöplerimizi toplayanlar; sağlıklı beslenmeyi, iş güvenliğine uygun koşullarda çalışmayı, eve ‘2 kilo meyve alabilecek miyim’ diye düşünmeden yaşamayı hak etmiyorlar mı? Beykoz Belediye işçileri kendilerinin taleplerini savunan, insanca yaşayacağımız ücret ve çalışma koşulları için mücadele eden bir sendikaya üye olmayı hak etmiyorlar mı?
Beykoz Belediyesi işçilerinin bu talebine hak etmiyorlar yanıtı veriyor olmalı ki sendikaya üye olan 7 belediye işçisi arkadaşımız işten atıldı. Düne kadar belediye ile sorun yaşamamış, uyarı almamış bu işçi arkadaşlarımız, İş Kanunun 17. maddesinde dayanarak, yani gerekçesiz bir şekilde hukuksuzca işten atıyorlar. Bu işten atmalar hukuksuz olduğu için de mahkemeler işçilerler lehine karar verir, işverenleri mahkûm eder. Ancak belediye yönetimi bu işten atmalarla işçiler içinde bir korku yaratmak, sendikanın faaliyetlerini engellemek istemektedir. İişçilerin kendi taleplerini savunacak bir sendikada birleşmesini istememektedir. Bakın bu yapılan bir suçtur. İşçinin hangi sendikaya üye olacağına işveren karışamaz. Sendikalar işçi örgütleridir. Buna ancak işçinin iradesi karar verebilir.
Bu kapsamda ANAYASA’NIN 51. maddesini yeniden hatırlatmak istiyoruz.
“Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbest üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmayı ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz.”
Yine 6356 SAYILI KANUNUN 25.MADDESİ’ni yeniden hatırlatalım.
“İşveren bir sendikaya üye olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları ve çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamaz.”
Beykoz belediye işçileri bir ayrıcalık istemiyor. Belediye yönetiminden bu anayasal hakka müdahale etmemesini, kanuna uymasını, hızla bu yanlıştan dönmesini istiyoruz. Eğer işçilerin hakları verilmezse, açlıkla sınanırsa işçiler, iş güvenceleri ortadan kalkarsa, sendikalaşma hakları ellerinden alınmaya çalışılırsa, o iş yerinde ne iş barışı kalır ne iş huzuru. Kim işçiyle barışmak istiyorsa, emeğini çalmaktan vazgeçmelidir. Kim barış istiyorsa işçilerin haklarına saygı göstermelidir. Biz Beykoz Belediye işçileri ve sendikaları Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 2 Nolu şube olarak, bu sorunun hızla çözülmesi için elinizden geleni yapmaya, belediye yönetimi ile yan yana gelerek sorunu çözmeye açığız. Yıllardır burada örgütlü olan Hak-İş’e bağlı Hizmet-İş Sendikası işveren eliyle işçileri tehdit ederek, ekran görüntüsü isteyerek, kendi sendikalarına geçmesi için baskı yapıyor. Geçmeyenlere ise iş akdinin fes edileceğini söylüyorlar. Bu nasıl bir sendikal anlayış! Hukuksuzca İşten atılan arkadaşlarımıza sendika ayrımı yapmaksızın sahip çıkması gereken Hizmet- İş Sendikası, belediye yönetimi ile birlikte işçilerin sendikalaşma hakkını gasp ediyor. Ancak bu sürecin hukuksuzca, korku yayarak sürdürülmeye çalışılmasına da sessiz kalmayacağımızı, belediye işçilerinin haklı taleplerinden, yasal haklarından vazgeçmeyeceğimizi, sonuna kadar mücadele edeceğimizi, tek bir işçiyi bile yalnız bırakmayacağımızı tüm kamuoyunun bilmesini istiyoruz. Beykoz Belediyesi’ni Beykoz Belediyesi yapan, kaldırımları, yolları yapan, neredeyse hayatımızın her noktasında hizmet üreten belediye işçilerinin birliğine güveniyoruz. Bu vesileyle tüm belediye işçilerini de hem işçi arkadaşlarına, hem de sendikalarına sahip çıkmaya, üye olmaya çağırıyoruz. Sendikamız birliğimizdir, birliğimi iş güvencemizdir.
Yaşasın sendikalaşma hakkımız, yaşasın belediye işçilerinin Birliği!
DİSK/Genel İş Sendikası İstanbul Anadolu Yakası 2 Nolu Şube