ÖLMEDEN ÖNCE
Uzun, çok uzun zamandır dönen dünya yorgun mudur, bilmiyorum! Yarım asırdır bu dünyanın içinde hayatımı döndürmeye çalışan ben, çok ama çok yorgun hissediyorum.
Sanki kimi zaman dünyanın tersine dönüyor gibiyim. Bazense dünyayla aynı yöne… İtirazlarla, karşı çıkışlarla süren bir yaşam mücadelesi! Akışa bıraktığım an kendimi, her şey yerine oturuyor gibi. Bu akışta sürekli kalamıyorum lakin. Oluruna bırakmak, olmaza kucak açmak mı, bilemiyorum bazen! Her şeye de ‘Eyvallah’ diyemem ki! Evet, ne gelirse Allah’tan ama ne giderse kendimden gidiyor!
Hayattan ne istiyorum? Hayat benden ne istiyor?
Bu soruları sadece ben sormuyorum kendime, sen de bir durup soruyorsun, değil mi? Önemli olan soru olduğu kadar, cevap! Cevaba giden yolculuk da bir o kadar önemli benim için… Çünkü doğru cevaba ulaşmak gerekiyor. Doğru cevap içinse sorunun sunduğu ipuçlarını iyi takip etmeli insan! Bulduğun her yanıta güvenemezsin! Bu yanıtı sen veriyor olsan bile…
Kişi kendini kandırmadığından emin olmalı!
En başta kendimizi kandırıyoruz çünkü başkasını kandırmak için hareket ettiğimizi sandığımızda ilk kandırdığımız kendimizdir. İnsan kendine güvenemezse, kime güvenebilir ki?
Hayattan ne istiyorum? Sevgi mi? İyilik mi? Güzellik mi? Saygı mı? Aşk mı? Dostluk mu? Huzur mu? Maddi şeyler mi? Ev mi? Araba mı? Başarı mı? Şans mı? Hepsi mi? Ya sağlık mı? Barış mı?
Ne istediğini bilmek iyidir. Ona göre yol alırsın. Öylesine yaşamayı da seçebilirsin tabii. Günler ne gösterirse, günü kurtararak ya da batırarak… Plansız, programsız… Sadece yaşamış olursun, nefes alıp vermek yaşamaksa… Düşünmeden, hissetmeden… Ya da azını düşünerek, hissederek!
Hangisini yapıyorsun?
Peki ya en çoğunu istiyorsan hayattan? Her şeyin en fazlası, daha da fazlası senin olsun istiyorsan? Ve bunun için ne gerekirse mubah diye düşünüyorsan? Fakat o kadar da çok çalışmadan yapmak istiyorsan bunu? Bu da mümkün! Yine de düşünmek gerekir uzun uzadıya… Böylesi bir istek vicdanı hiçe sayabilir, ahlaki yönden yanlışa sürükleyebilir, kötücül bir hırsla yüreği sarıp karartabilir. En fenası başkalarına zarar verebilirsin böyle bir aşırı istekle…
Bence kendimizi bulmak için, ne istediğimizi anlamak için samimi olmalıyız. Kime mi? Elbette yine kendimize…
Şunu sormalıyız?
Ben kimim? Bu hayattan ne istiyorum?
Asıl özgürlüğün kendimizle ilgili meselemizi çözdüğümüz anda başlayacağına inanıyorum. Böylece hayatın bizden ne istediğini daha kolay anlayabiliriz.
Kendini özgür kıl! Kişinin kendine en büyük borcu budur bence…
Ölmeden önce!
Özgürleş ve arın ki güzelleş ve güzelleştir.
Ben de başarabildiğimden değil, hesaplaşmalarımı azaltmak için deniyorum sadece…
Bunu başaramadan ölürsem, bu dünyaya yeniden, her şeyi baştan yaşamak için gelmekten korkuyorum belki de…
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
Beykoz’da Zaman Daralıyor, KÖSELER’i Bu kez Zaman Aşımı da Kurtarmayabilir!
-
BENCE ÖLDÜM
-
Kumruların Aşkı
-
KARMA-ŞA
-
MİSAFİRSİN BU DÜNYADA
-
BİZ İYİ İNSANLARDIK!
-
NE BİR EKSİK NE BİR FAZLA
-
Murat Aydın, KÖSELER’den Daha Çok Beykozlu
-
HERKES GİBİ GÖMÜN BENİ!
-
HAYATA DÖN
-
Kim Daha Çok Yalan Söyler? Kadın mı Erkek mi?
-
KÖSELER’in 100 Gün Değerlendirmesi