Doğru SORULAR hayatımızı değiştirir!
Görüş alanımızı genişlettiğimizde olaya farklı bakmaya başlarız…
Dertsiz insan ya ölüdür ya deli! Misali;
Her birimiz hayatta seçtiklerimizle, seçmediklerimizle yolculuğumuza devam ederken takılı kaldığımız yerler vardır…
Ve günlük hayatta çözemediğimiz aile, iş hayatı, maddi zorluklar, özel duygu durumlarımız gibi her sorun strese ve bu durum uzun sürerse kalp rahatsızlıklarına, anksiyete, bağışıklık sisteminin çökmesi gibi ciddi sorunlara yol açabilir…
Peki, ne yapacağız bu durum karşısında?
Öncelikle olaya bütün olarak bakmak gerekiyor, ne kadar zor olsa da…
Bir sorun yaşadığınızda sürekli “Neden bunu yaşadım? Keşke yapmasaydım, gitmeseydim, farklı yapsaydım, gibi geçmişten ve bugünden kalan nedenler ve niçinler arasında boğuşmayın… Yaşanmış bir olayı düzeltme gibi bir imkanımız yok… Durumu analiz etmek doğal ama olayı çözümsüz hissettirecek durumdan uzaklaşmanız gerekiyor… Bu çok öncelere dayanan bir şeyse onun izlerini yıllarca sırtınızda taşımak ağır bir yük olacaktır… Ve sorgulayarak ancak bugünü heba etmenize neden olur…
Şöyle düşünün ayağınız takıldı bir çukura düştünüz ve burası derinliği olan bir yer… Durup orada “ben buraya neden düştüm, kenardan geçebilirdim, gece çıkmaya bilirdim, ayağımın takılmasına neden engel olamadım” gibi bir çok soruyu sorabilirsiniz” ama hiç bir fayda sağlamayacak bu sorular yerine doğru soru,
“BURADAN NASIL ÇIKABİLİRİM?” olmalı…
Zihin bu durumda pasif konumdan çıkıp alternatif çözümler üretmeye başlar…
Ve bana ne öğretti…
Yani edindiğim tecrübe ne oldu?
Sorgulayan değil, gözlemleyen düşünce…
Neden ve niçin soruları bize aşağı çeker ve lunaparkta ki aynalar gibi oraya buraya çarparız çıkışı bir türlü bulamayız…
Olayı çözmemize yardımcı olmadığı gibi kısıtlayıcı SORULAR güven duygumuzu yok eder… Aynı şeyleri düşünür ve bir türlü oradan çıkamayız…
Direğe bağlı bir eşek kendini bağlayan iplerden kurtarmak istedikçe o panikle etrafında dönüp durmaktan kendini kanatır yaralar ve ipler daha çözülmez bir hale gelir… Aynı durum biz insanlar içinde geçerlidir…
Yaşadığımız duygunun olayın etrafında dönüp durdukça daha çetrefilli bir hal alır…
Bu yüzden olaya biraz daha sakin ruh haliyle bakarsak, iplerimiz daha da kolay çözülür hale gelir.
Sorun çözmede etkili başka bir yöntem kendimizi analiz etmektir…
SORUNUM NE?
Tüm detayları ile bunu bir kağıda yazmak…
Aklınıza gönlünüze takılan, yüreğinizi acıtan ne varsa hepsini sayfanın bir yüzüne yazın…
Yazmak düşünceden çıkıp görsel olarak olayı görmenizi sağlar…
Sonra diğer yüzüne şimdiye kadar neler başardınız, sizin yetenekleriniz, sizi siz yapan iyi yanlarınız, cesaretiniz, çocuklarınız, aileniz, okuldaki başarınız, sabrınız, her ne yaptıysanız onları yazın…
Bu size şimdiye kadar kendinizle ilgili unuttuğunuz bir çok şeyi hatırlatacaktır…
Eğer umutsuz olsaydı kelebek, bir günlük ömrünü uçarak geçirir miydi?
Sizde başka bir sayfada bunları başaran birisi olarak yeni çözümler neler olabilir? Sorusunu sorun…
Beni ne mutlu eder, neyi daha güzel yapabilirim? Bunun için neler mümkün?
Bu sorular bizim sınırlı aklımızın alamayacağı zihnimizde yeni sonsuz olasılıklar yaratır…
Ve hayal kurun… Dünyanın en güzel eylemi…
Unutmayın;
Yüzünüzü güneşe döndüğünüz zaman, gölgeler hep arkanızda kalır. Helen Keller
Bütünsel Yaşam Koçu ve Enerji Uzmanı olarak bana sorularınızı yazabilirsiniz…
Yorumlar
Yorumlar (Yorum Yapılmamış)
Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Benzer Yazılar
-
Beykoz’da Zaman Daralıyor, KÖSELER’i Bu kez Zaman Aşımı da Kurtarmayabilir!
-
BENCE ÖLDÜM
-
Kumruların Aşkı
-
KARMA-ŞA
-
MİSAFİRSİN BU DÜNYADA
-
BİZ İYİ İNSANLARDIK!
-
NE BİR EKSİK NE BİR FAZLA
-
Murat Aydın, KÖSELER’den Daha Çok Beykozlu
-
HERKES GİBİ GÖMÜN BENİ!
-
HAYATA DÖN
-
Kim Daha Çok Yalan Söyler? Kadın mı Erkek mi?
-
KÖSELER’in 100 Gün Değerlendirmesi