CHP İBB ve Beykoz Belediye Meclis Üyesi Cemal Sataloğlu’nun, gazetemize yollamış olduğu Beykoz Belediye Meclisi konuşmasını aynen yayınlıyoruz.
“Sayın başkan,
Değerli meclis üyeleri,
Sevgili Beykozlular ve
Değerli basın mensupları konuşmama başlamadan, öncelikle hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
2020 yılı faaliyetleri hakkında grubumuz adına düşüncelerimizi aktarmak için söz almış bulunmaktayım.
Ülke olarak zor günlerden geçiyoruz. Salgın hastalık hayatın her alanında etkisini gösteriyor. Salgın ile mücadelede yerel yönetimlerin büyük bir mücadele içinde olduğunu görüyoruz. Salgının toplum üzerinde yaratmış olduğu yaraları sarma noktasında yerel yönetimler ön planda.
Ülkemizin genel ekonomik sorunları, maliyetlerin yükselmesi, halktaki hizmet beklentilerinin artması ile birlikte yerel idarelerin büyük bir bölümü finansman zorluğu çekmektedir.
Bu nedenle kaynakların savruk harcanmaması önemlidir.
Belediyeler kaynakları sınırlı olmasına rağmen sosyal yardımlara devam ediyorlar, mücadeleye devam ediyorlar. Salgın hastalık döneminde merkezi iktidarın başrolde olması gereken konularda sorumluluğun tamamını neredeyse yerel idareler üstlenmiştir.
Değerli belediye meclis üyeleri,
Beykoz Belediyesinin 2020 yılında bütçe gideri 505 milyon 191 bin lira. Gelir ve gider arasındaki fark 210 milyon lira. 2019 yılında gelir ve gider arasındaki bu fark 61 milyon liraydı.2018 yılında ise bu fark 28 milyon liraydı. Bankadaki nakit 2015 yılında 514 milyon, 2019 yılında 330 milyon lira 2020 yılı sonunda ise 172 milyon liradır.
Bankadaki para hızla erimeye devam ediyor.
Yeni yönetimin 2019 ve 2020 yıllarında yapmış olduğu harcama toplamı 951 milyon lira, son iki yılda harcanan tutardır bu…Dikkat ediniz bakın ..2013-2014-2015-2016 yıllarında toplam harcanandan daha fazla bu tutar . Bu 4 yılda harcanan para ise toplamda 870 milyon liradır.
Park ve bahçelere yapılan yatırımlardan başka değişen bir şeyde yok.
Sayın Başkan 5 yılda 15 yıl hizmet derken aslında 5 yılda 15 yıldan daha fazla harcama yaparak parayı bitireceğiz demek istedi.
Para bitti bitecek,
Sonra ne olacak?
Hizmet artışı maliyetinin gelirlerdeki artışla sağlanamaması, borçlanmaya yol açacak ve belediye bir borç sarmalına girecektir,
Personel maaşı için, çöplerimizi toplayabilmek için ve hatta yeşil alanların bakımı için kaynak ihtiyacına gereksinim olacak ve borç alacağız.
Artan borçlanma beraberinde faiz giderlerine de yol açacaktır Faize milyonları ödeyen bir belediye olacağız.
Borçlanma, vade yapısı ve dövizdeki dalgalanmadan kaynaklanan riskleri taşıyacaktır. Bu da borç ödeme gücü ve bütçe sürdürülebilirliğini yakından etkileyecektir. Bütçe sürdürebilirliği hizmeti etkileyecektir.
Bakın 2020 yılı mali bilançosuna göre kısa vadeli yabancı borçlarımız gecen yıla göre yaklaşık 48 milyon artmış. Hazır değerlerimiz ise geçen yıla göre yaklaşık 160 milyon lira azalmıştır.
Beykoz Belediyesi mali resmine baktığımızda görülen veriler gelecek için kötü sinyaller vermeye başladığını gösteriyor. Cari oran yaklaşık 2,5 kat azalmıştır. Kısa vadeli borçlar yaklaşık 48 milyon artmış, belediyenin toplamda yaklaşık 85 milyon borcu var.
Bankadaki nakit bir önceki yıla göre 158 milyon lira azalmıştır.
Beykoz belediyesi öz gelirlerini artıramadı, merkezi idareye bağlı kaldı. Vergi gelirleri ile çöplerimizi bile toplayacak durumda değiliz diyorum. Maalesef acı mali tablo bu kadar net..
Bunun sorumlusu kim?
Bunun sorumlusu Beykoz belediyesini yıllardır yöneten siyasi anlayıştır.
Beykoz’daki sorunları 17 yıldır iktidarda olduğunuz halde çözemediğiniz için öz gelirlerimiz düşük, merkeze bağımlı kaldık. Kaynaklarımızı artıramıyoruz.
Asıl kaynağı anlatıyorum…
Belediyelerin, mali kaynak oluşturma konusunda mutlak olarak atmaları gereken temel adım, mevcut kıt kaynakların sonuna kadar verimli ve etkin şekilde kullanımını gerçekleştirmektir. Kaynaklar ne kadar artırılırsa artırılsın, etkin ve verimli bir şekilde kullanılmadıkça, israfın önlenmesi mümkün olmayacak, hep daha fazla kaynağa ihtiyaç duyulacaktır. Kaynaklarımızı verimli ve etkin kullanabilirsek kaynaklarımızın kolayca erimesine engel olabiliriz.
Dolayısıyla en önemli kaynak ,kaynakların verimli ve etkin kullanılmasıdır.
Beykoz’un kronikleşen sorunlarını parklar yaparak çözemezsiniz.
Bankada 2B’den gelirler var harcayalım anlayışı ile belediyeyi yönetiyorsunuz.
2020 yılında müdürlük bazında yaptığınız harcamalara baktığımızda yönetim vizyonunuzu net olarak görebiliriz.
Belediyelerin lokomotif müdürlüğü normalde fen işleridir. Fakat sizin park ve bahçeler üzerine kurduğunuz bir yönetim anlayışınız var. Park bahçeler müdürlüğünün bütçesi bir önceki yıla göre 22 milyon lira artmıştır. 2020 yılı için yaklaşık 50 milyon olarak bütçelenen müdürlük 2020 yılında bütçesini aşarak 82 milyon olarak kapattı.
Yapılmakta olan yatırımlar hesabında 2020 deki işlemi söylüyorum dikkat edin yaklaşık 133 milyon lira. Bunun %45’i yani 68 milyon lirası park ve yeşil alanlara yapılan yatırımlar. 24 milyon lirası binalara yapılan, 40 milyon lirası ise yollara yapılan yatırımlar var.
Yatırım diye yaptığınız sadece park ve yeşil alan çalışmalarıdır.
Park bahçeler demişken geçen ay meclise gelen bir konu vardı onu hatırlatmak isterim sayın başkan..
Beykoz çayırı konusu ..
Beykozlu için önemli bir konudur bu,
Plan notlarına bakıldığında……
O bölgenin tamamının değişeceğini eski dokusundan farklı neredeyse bir kentleşme olacağı görülmektedir. Beykoz çayırının yerine millet bahçesi yapılmasına karşı olduğumuzu buradan yüksek ses ile tekrar dile getiriyoruz.
Beykoz çayırı Beykozlunun tarihidir. Beykozlunun geçmişidir, anılarıdır..
Elinizi Beykoz çayırından lütfen çekiniz sayın başkan…
Beykozlular çayırı bu haliyle seviyor.
Beykoz’un otopark sorununu çözeceğiz dediniz, bağımlılıkla mücadele edeceğiz dediniz, tam kapasiteli hastane yapacağız dediniz sorunlar aynen yerinde duruyor.
En önemli sorun olan imar sorunu daha bir karmaşık hale geldi. İptal kararları, gönderilen tebligatlar, kalem dahi oynatılamayan bazı mahallelerdeki imar durumu.
Belirsizlikler devam ediyor. Ayrıntısına arkadaşımız girecek.
Beykoz Belediyesi’nin 2020 yılında 505 milyon lira bütçe gideri var. Kısaca bazı harcama kalemlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
-Araç kiralama gideri olarak 24 milyon lira,
-Bisiklet eğitimi, çocuk spor oyunları festivali, turnuvalar için 2 milyon 603 bin lira,
Bakın rakamlara dikkat ediniz,
– Ulusal medya ve sosyal medya ile diğer tanıtım platformlarında klipler ve belgeseller için 11 milyon 506 bin lira 261 lira 2 kuruş,
-Kitap fuarları düzenlenmesi için 11 milyon 506 bin lira 261 lira 2 kuruş,
-Tematik festivaller düzenlenmesi için 11 milyon 506 bin lira 261 lira 2 kuruş,
Bu üç rakam kuruşuna kadar nasıl aynı çıkar nasıl aynı olur. Bizler bu kitapçıktaki verilerin sizin faaliyetlerinize ait veriler olduğunu dikkate alarak konuşuyoruz ama bu kitapçıktaki bilgilerin güvenirliliği şüpheli..
Başka bir örnek
Kapalı yüzme havuzlarının yapılması için gerçekleşen maliyet 8 milyon 939 bin lira..
Nereye yaptınız kapalı yüzme havuzunu?
Onu damı Ümraniye’ye yaptınız..
Müdürlük bazında bazı veriler sunmak istiyorum.
Park bahçeler müdürlüğünün gerçekleşme oranı % 165 bütçesini aşmış, sosyal yardım işleri müdürlüğünün bütçesinin %13 ‘ünü dahi kullanamamış. Tarımsal müdürlüğünün bütçesi ise %20’da kalmış tarıma verdiğiniz önemi bu veriden görebiliyoruz. Bilgi işlem müdürlüğü % 126 olarak bütçesini kullanmış.
Belediyenin bir iştiraki olan Beytaş’ın mali bilançosunu incelediğimizde burada da işlerin pek iyi gitmediğini görüyoruz. Beytaş Aş ‘nin Kısa vadeli borçları bir önceki yıla göre yaklaşık 12 milyon artmış, vadesi geçmiş ertelenmiş ve taksitlendirilmiş borçlar ise 9 milyon lira artmıştır.
Bankadaki para ise bir önceki yıla göre yaklaşık 7,5 milyon azalmıştır. Yapım işlerini idare kendisi yaptığı halde bu paralar nerelere gitti?
Beytaşın yapım işi ile ilgili bir ihalesi yok zaten ihale kanununun 3g maddesine göre bir istisnaya da tabi değil, yapım işleri, bu iştirakin yaptığı işlemler izaha muhtaç …
Değerli belediye meclis üyeleri,
Siyaset üstü bir konumuz var. Bu konu hepimizin ortak sorunudur.
Pandemi dönemi geçiriyoruz Beykozlu esnafın durumu iyi değil, pazarcı esnafı haftada bir gün tezgah açıyor , pazarcılar zor durumda.. Kahveci esnaf 1 yıldır dükkânı açamıyor kahveciler, lokantalar, kafeler zor durumda bu örnekler çoğaltılabilir.
Siz ne diyorsunuz 7/24 Gümüşsuyu restorant açık, Karlıtepe restoran açık diyorsunuz. Biz millet fakirleşti diyoruz, Siz istediğiniz saat gelip yemek yiyebilir 7/24 açığız diyorsunuz.
Akşamları marketlerin önünde veya pazarların kapanışında kalan meyve ve sebzeleri toplayan insanları görünce hepimizin yüreğini yanıyor.
Beykoz yoksullaştı.
Beykozlu yoksullaştı.
Bu zor dönemde bunu daha da derinden hissediyoruz.
Eminim ki bizlerin olduğu gibi sizlerinde telefonları susmuyordur sosyal yardım taleplerinden.
Yönetim olarak bütçeye daha fazla katkı sunmalısınız. Gelin sosyal yardım bütçelerini artıralım.
Hiç yapılmıyor demiyorum dikkat edin. Yapılıyor ama artıralım diyorum. Yeri gelmişken Beykoz Belediyesi sosyal işler müdürlüğümüzdeki birim müdürümüze ve diğer personellerimize pandemi dönemindeki özverili çalışmalarından dolayı öncelikle teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Bugünleri birlikte dayanışma içinde aşmalıyız. Beklentimiz daha fazla sosyal yardım yapılmasıdır. Esnafımıza sahip çıkılması, çocukların eğitimi için daha fazla tablet yardımları yapılmasıdır.
Ülkemizde sosyal politika ve sosyal hizmetler, merkezi yönetim ve yerel yönetimler tarafından planlanıp uygulanmaktadır.
Fakat pandemi süreci hepimize yerel yönetimlerin hızlı bir aksiyon alarak sosyal politikalar üretme zorunluluğunu bir kez daha göstermiştir.
Yerel yönetimler, yoksulluk başta olmak üzere birçok sosyal soruna çözüm getirmede stratejik bir yere sahiptir. Şöyle ki yerel yönetimler özellikle belediyeler hem sosyal politikaya hem de ilçe yapısına yönelik birden fazla hizmeti bir arada gerçekleştirmesi ve mahalli sosyal yapıyı daha iyi tanıması dolayısıyla daha kapsamlı ve daha nitelikli hizmetler verebilme rolüne sahiptir.
Toplum, belediyelerin alt yapı ve imar gibi fiziki yatırımlarını çalışmalarını artık yapılması zorunlu hizmet olarak görmektedir.
Yerel yönetimler bölge şartlarını dikkate alarak ve kabiliyetlerini değerlendirerek sosyal politika üretebilecek dinamikleri harekete geçirebilmelidir.
Belediye kanununun 3.maddesinde “ belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından belirlenerek oluşturulan, idarî ve malî özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi olduğu’ özelliği gerçeği göz ardı edilerek ve yerel yönetimlerin gücü, önemi ve görevi açıkça vurgulanmasına rağmen , Yakın geçmişte yayımlanan hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesi olarak yayımlanan Belediyelerin sosyal yardımlar konusunda atacakları adımları kontrol altına almak ve “tek elde toplanarak kaymakamlıklar üzerinde yapılmasını” sağlamak üzere hazırlanan tebliğ sosyal yardımların etkili ve hızlı bir şekilde dağıtılmasını engelleyecektir.
Hâlbuki yapılması gereken belediye kanununda yerel yönetimlerin salgın hastalık dönemlerinde topluma daha etkin ve hızlı hizmet sunma noktasında kaynak sıkıntısı çekmemesi için yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
Sosyal yardımların hızlı yapılabilmesi için kanuni düzenlemeler, borçlanma maddesinde yapılabilecekler, sosyal yardım kriterlerinin biraz daha genişletilebilmesi veya araştırma süreci ile ilgili düzenlemeler veya merkezi idarenin kesintileri ile ilgili özel düzenlemeler vs. yapılmalıdır.
Sayın Başkan ve değerli belediye meclis üyeleri, konuşmama son vermeden
Beykoz’a hizmet etmiş belediye yönetimlerine, birim müdürlerine, belediye meclis üyelerine, belediye personeline ve katkı sunan herkese tekrar çok teşekkür ediyorum.
İmarın rant için değil, halk için geldiği
Yoksulluğun, işsizliğin, uyuşturucunun son bulduğu,
Kaynakların tamamının halk için kullanıldığı,
Eğitimde ve turizmde cazibe merkezi olan bir Beykoz,
Kısacası, dünyanın en güzel yerlerinden biri olan bu güzel ilçenin mutlu insanların yaşadığı çağdaş bir kent haline gelmesi umuduyla,
Hepinize tekrar teşekkür ediyorum.”
Cemal Sataloğlu
İBB ve Beykoz Belediye Meclis Üyesi