İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Riva Deresi’nde incelemelerde bulundu.
Gerçekleşen ziyarette İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na eşlik edenler arasında; CHP Beykoz İlçe Başkanı Aydın Düzgün, İYİ Parti Beykoz İlçe Başkanı Akif Taşdemir, CHP Beykoz Kadın Kolları Başkanı Eylem Sabırhoşgör Uzuner, Gençlik Kolları Başkanı Ozan Yılmaz, CHP eski ve yeni meclis üyeleri oldu. İmamoğlu, Öğümce, Göllü, Bozhane, Riva, İshaklı, Kılıçlı, Cumhuriyet, Ali Bahadır ve Mahmutşevketpaşa mahallelerinin muhtarlarıyla ve sakinleriyle de bir araya geldi.
Riva Deresi’nin Karadeniz’e döküldüğü noktada tekneye binen İmamoğlu’na; İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu, İBB Sözcüsü Murat Ongun ve Başkan Danışmanı Yiğit Duman eşlik etti.
Gerçekleşen buluşmada ilk olarak Ekrem İmamoğlu açılış konuşmasını yaptı. İmamoğlu yapmış olduğu konuşmasında; “Herkesin iyi anlayacağı şekliyle… Bakarsınız birileri, anlatsak da anlamaz adı Bakan da olsa… Tane tane anlatacağım. Bu süreçleri tane tane anlatacağım ki kamuoyu bilgilensin.” Diyerek, “Derdimiz sorun çözmek, bağcıyı dövmek değil. Birileri bağcı dövmek istese de dövecek bağcı yok artık İstanbul’da. İstanbul’da sorun çözmek isteyen birisi var. Gidip kendi kendileri ile dövüşsünler, bizi ilgilendirmez. Biz iş çözmek için buradayız bunu bilin.” Dedi.
“Süreci sizlere hem genel müdürümüz izah etsin ardından ben de kendi terminolojimle süreci anlatacağım.” diyerek sözü İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu’ya verdi.
Raif Mermutlu (İSKİ Genel Müdürü)
Paşaköy İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi ve gerçekleştirmeyi planladıkları diğer projelerle ilgili detaylı bir sunum yapan İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu konuşmalarına şöyle devam etti:
Sürekli kontrol etmek suretiyle sadece biz değil, müteahhit firma, Çevre İl Müdürlüğü Çevre Bakanlığı sürekli kontrol etme suretiyle bir tünel sonucu Riva Deresi’ni arıtılmış atık suyu veriyoruz. Bu dere üzerinde bazı yerleşim yerleri var ve bazı Sanayi tesisleri var. Bu yerleşim yerleri ile ilgili İSKİ olarak sorumluluk bizde. Bunların suyunu toplayıp, arıtıp dereye vermek ya da denize deşarj etmek bizim yükümlülüğümüz ve de sorumluluğumuzdadır. Ancak buradaki Sanayi tesislerinin doğrudan sularını dereye veriyorlarsa, bunların kontrolü, denetimi Çevre İl Müdürlüğü’nde. Eğer bizim tesislerimize veriyorlarsa arıttıktan sonra yine bunların sorumluluğu bizde. Deniz tarafından itibaren gelirsek biz burada Anadolu Feneri’nde bir paket atıksu arıtma tesisi planlıyoruz. Bunun kapasitesi Bölgenin alibahadır da bir atıksu arıtma tesisi planlıyoruz. Bunun kapasitesi 500 metreküp/gün. Alibahadır’da bir atıksu arıtma tesisi planlıyoruz. Bununla ilgili proje ve yer tahsis çalışmaları devam ediyor. Bunun birinci kademesi 20 bin metreküp/gün, ikinci kademesi 10 bin metreküp/gün olacak. Ve bu bölgenin, Riva, Alibahadır Mahalleleri’nin atıksularını arttıktan sonra denize deşarj edecek. Üçüncü tesisimiz Paşamandra… Bu bölgenin suyunu arıtacak, 500 metreküp/gün kapasiteli bir arıtma tesisinin ihalesini yapacağız. Diğer bir tesisimiz Bozhane’de 1500 metreküp/gün kapasiteli ve bu bölgenin atıksularını arıtacak yani Kılıçlı, Bozhane, Öğümce , Göllü bölgelerinin bütün atık sularını arıtacak bir tesis 1500 metreküp/gün. Cumhuriyet Mahallesi’nde 500 metreküp/gün tesisimiz var. Buranın kapasitesi yetersiz, buraya 500 metreküp/gün kapasiteli bir tesis daha yapacağız. Reşadiye’de 1000 metreküp/gün kapasiteli ilave bir tesis, burada 2000 metreküplük bir tesisimiz var, ilave bir tesis yapacağız.”
“Riva’nın İSKİ’ye maliyeti yaklaşık 1 Milyar”
İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu, “Riva’nın toplam İSKİ’ye maliyeti 893 yani yaklaşık 1 milyar bir bedeli var.” Diyerek, paket atıksu arıtma tesislerini çok kısa bir sürede, yılbaşına kadar yapıp bu bölgede dereye olan atıksu girişini keseceklerini belirtti.
Ekrem İMAMOĞLU (İBB Başkanı)
Şimdi, bahsettiğiniz mesele İstanbul’un suyu, kanalı, kanalizasyonu… Yani İSKİ, bahsettiğimiz mesele bu. İSKİ kimin kurumu? Bu Milletin Kurumu, halkın kurumu. İBB kimin kurumu? Yine halkımızın, 16 milyon insana ait ülkemizin en kadim kenti olan bu şehrin insanlarına ait bir kurum.
“Tam adı ‘bölücülük’, ayrımcılık hafif kalır.”
Çıkıyor, her konuşmasına, talimat şeklinde tanım koyarak konuşan bir bakan diyor ki dün(6 Haziran Cumartesi günü); ‘Burasının artık onun bunun elinde bertaraf olmasına müsaade etmeyeceğiz ve biz, bu süreci çözeceğiz. Riva’yı halkımıza kazandıracağız.” Ayağa kalkıp alkışlayası geliyor insanın. Çok acı, tam adı ‘bölücülük’, ayrımcılık hafif kalır.
“Riva deresi tümünün ıslahı DSİ tarafından yapılacaktır.”
(Elindeki evrakı göstererek) 2009 yılında İBB’nin de içinde olduğu, DSİ, İSKİ ve İBB yetkilileri bir toplantı yapmışlar. Bu toplantıda diyorlar ki; ‘Bu su disiplini İstanbul’da sıkıntılı, bizim bunu çözmemiz lazım. Bir karmaşa, kaos var. Bu çözümü yerine getirmezsek seller, su baskınları, kirlilikler yaşanıyor. Bu sorunları çözmek için sorumlulukları paylaşmak lazım.’ Bu dediklerim burada yazıyor; Anadolu yakası dereleri, Riva deresi tümünün ıslahı Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yapılacaktır. Karadeniz’e dökülen derelerin ve diğer akarsular gibi Riva Deresi’nin ıslahının da DSİ’ye aittir.
“DSİ, İBB’ye ait bir kurum değildir.”
Sayın Bakan’a hatırlatayım; DSİ, İBB’ye ait bir kurum değildir. DSİ, Tarım ve Orman Bakanlığı’na ait bir kurumdur. Bakan bir şey açıklıyor; ‘Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak biz, Tarım ve Orman Bakanlığı ve bölücülük oraya ait ve Beykoz Belediyesi ile yapacağız.’ Niye? Zaten sorumlu sensin, sorumlu DSİ ve Şehircilik Bakanlığı…
Bu bölgede bir kağıt fabrikası var. En büyük kirlilik sebeplerinden bir tanesidir. Başka sanayi tesisleri de var. Özellikle dereye akıntı veren sanayi kuruluşlarının da sorumluluğu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndadır.
“Millet bizi tüm canlıların ve çevrenin hak ve hukukunu koruması için seçti.”
Ben tüm yapılanları ya yazıya döküyor gönderiyorum ya da suç duyurusunda bulunuyorum. Çünkü millet bizi vatandaşın, tüm canlıların ve çevrenin hak ve hukukunu koruması için seçti.
“Riva Deresi’nin sorumluluğu 2009’da DSİ tarafından alınmıştır.”
Riva Deresi’nin sorumluluğu 2009’da DSİ tarafından alınmıştır diye toplantı tutanağı var elimizde. Ne diyorlar, ‘Biz 11 yılda yapmadık, yapamadık. Sen, 11 ayda yap! Hem de yetkin yok, ona rağmen yap!’
Az önce dereden ayrılırken bir tesiste indik. Bir vatandaşımız, ‘Biz 99-2000’de burada dereye giriyorduk’ dedi. DSİ şimdi; ‘Biz 11 yılda burayı perişan ettik sen gel 11 ayda çöz!’ Biz çözüm için geldik; tabii ki çözeceğiz. Bütün yokluğa rağmen, bütün sıkıntılara rağmen çözeceğiz.
“1 kat trilyona yakın yatırımı da biz buraya yapacağız.”
Genel müdürümüz anlattı; Derenin üzerindeki arıtma tesisiyle ilgili, bütün yetersizliklerle ilgili süreçle alakalı zaten çalıştık. Kasım-Aralık ayından beri bu çalışmaları yapıyoruz. Ve bu dönemlerde ihalesini yapmak üzere kararlılığımız var, yüzde yüz… Kapasite artırımı da buna dahil. 1 milyar liraya yakın, yani 1 kat trilyona yakın yatırımı da biz buraya yapacağız. Ama bütün engellemelere rağmen, bütün finansal anlamda bizi zora sokan bir takım girişimlere rağmen yapacağız. Kaynağımızı üretiriz, gerekirse ekstra kaynak buluruz. Kabiliyetli insanlarız, kabiliyetli bir şehrimiz var. O bakımdan kaynağı bulur ve yaparız.
“11 ayda suçlu arar gibi davranarak hiç kimseyi aldatamazsınız.”
Buradan Sayın Bakan’a tavsiyede bulunuyorum, diyorum ki; ‘Siz bu ülkenin atanmış bir bakanısınız. Konuşurken siyasi cümleler yerine mesleğinizin, görevinizin gereğini yerine getirmenizi size tavsiye ediyorum. Bu konuşmayı yine bir talimatla mı yaptılar bilmiyorum ama bunu yapmayın. Yazık bu memlekete! Bu şehre yazık!.. 11 yılda yapmadığınız işleri, 11 ayda suçlu arar gibi davranarak hiç kimseyi aldatamazsınız. Ancak ve ancak kendinizi aldatırsınız. Bence kendinizi bile aldatamazsınız. Akşam eve gidip aynaya baktığınızda, ‘Ben bu lafı nasıl ettim’ diye yüzünüz kızarır. Onun için yapmayın böyle!..
“Riva, plajları, derenin süreçleri dahil ortaklaşa bu süreçleri çözeceğiz.”
Biz Riva sürecine dahil olmak üzere Ağva ile de aynı şekilde ilgileniyorum. Yıllardır Kilyos çevresindeki arıtma yapılmamasını, Zekeriyaköy gibi birçok yerleşim alanında hâlâ fosseptik bulunmasının bir Ayıp olduğunun altını çizerek daha yeni konuştuk. Riva, plajları, derenin süreçleri dahil olmak üzere ortaklaşa bu süreçleri çözeceğiz. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Yapmakta da kimse bizi alıkoyamaz. Ama siz de üzerinize düşeni Yapın! Yapın ki memleket fayda görsün. Boş konuşma ile hiç kimse fayda görmez. Kimseden çevre dersi alacak değiliz, bize çevre dersini verecek olan akademisyenler, bilim insanları olur. Bilim insanları bize o dersi verirler, anlatırlar, biz de onu uygularız. Akıldan da, bilimden faydalanırız. Ama bize böyle çıkıp içinde politik cümleler dolu şekliyle akıl vermeye, ders vermeye çalışana ancak ve ancak güler geçeriz. Kendilerine gelsinler.
“Ben 83 milyon insandan birisiyim.”
Riva’da DSİ ‘ben bu sorumluluğu yerine getiremiyorum, utanç duyuyorum! Bir an önce de yerine getireceğim’ demek istiyorsa, Sayın Bakan, hemen yapsınlar!.. Orada Çevre Bakanlığı sorumluluğu var, DSİ sorumluluğu var. İSKİ’de gereğini yerine getiriyor. Başka bir adres vermenin anlamı yok!.. ‘O partili belediye, bu Partili Belediye’ şeklinde bu bölücülüğü bırakın. Diyorsanız ki ‘biz yapamayacağız, DSİ olarak bundan sonrasında da yapamayacağız’, Riva deresi dahil onu da yapmaya talibiz. İstanbul’un güzel köşesini bütün güçlüklere ve zorluklara rağmen yaparız. Beykoz Belediyesi benim belediyem… İBB’ de benim belediyem… Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da benim Bakanlığım. Onlar gibi demeyiz biz. Bu ülkenin her makamı, her kurumu benimdir. Ben kimim?.. 83 milyon insandan birisiyim. Sayın Bakan da unutmasın! Siz de 83 birisisiniz… O bakımdan lütfen cümlelerinizi dikkatli seçin!.. Yani ‘ben burada konuşurum, buradan yollarım lafı havada uçar gider’ diye düşünmeyin!.. İyi duyan Kulaklarım var. Milletten gücünü alıp sözünün karşılığını verecek de bilgi ve birikime sahibim…
“Bizler sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz.”
Bundan sonra birincisi; bizler sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Sayın DSİ yetkilileri ve Çevre Bakanlığı yetkilileri de sorumluluklarınızı yerine getiriniz.
İkincisi; eğer ‘biz bu sorumluluğumuzu da yerine getiremiyoruz!’ diyorsanız, bize yazınızı yazın. Biz kalan sorumluluklarınızı da, Riva Deresi’ni de üstümüze almaya hazırız. İstanbul’un en nadide köşelerinden olan doğal güzelliği çok nitelikli hale getiririz, hiç kuşkunuz olmasın.
“3 aylık 5 aylık dönemleri suçlayarak hiçbir şey elde edemezsiniz.”
İSKİ, İBB’nin kadim bir kurumudur, bu kurumu lekelemeyin. Ayıptır, yazıktır!.. Ben bu kuruma geçmişten bu yana hizmet edenlere teşekkür ettim, her koşulda da ediyorum. ‘Allah razı olsun’ diyorum. Ve size de aynı ahlaklı duruşu tavsiye ediyorum. Hatta Geçmişte de bu İSKİ kurumuna hizmet etmiş, bazen talimatlarla konuşan insanlar da var. Bakanlık yapmış, genel müdürlük yapmış… Onlara da diyorum ki, yazık etmeyin… Kendinizi son dönemdeki siyasi curcunaya ve siyasi kaynayan kazana heba etmeyin… Bilim adamısınız, geçmişte hizmetleriniz var. Bakanlık yaptınız, çıkıp televizyonlarda, 3 aylık 5 aylık dönemleri suçlayarak hiçbir şey elde edemezsiniz, sadece kendi geçmişinizi lekelersiniz. Kime söylediğimi o anladı. Kendisine buradan bu duygularım iletmek istedim.
“Riva dahil, birçok yeri de hassasiyetle ele alacağız ve çözüme kavuşturacağız.”
Hizmet için geldik, çözüm için geldik. İnşallah Riva deresi dahil, Göksu deresi, Ağva, Kilyos gibi birçok yeri de hassasiyetle ele alacağız ve çözüme kavuşturacağız. Onun için Beykoz’dayım, hepinize teşekkür ediyorum.
İSKİ’deki arkadaşlarımıza, Genel müdürümüze, Büyükşehir belediyemizin bütün kurumlarındaki insanlarımıza, burada işbirliği yapacağımız muhtarlarımıza, belediye başkanlarımıza, hangi ilçeden, hangi partiden olursa olsun… Onlar ayırıyor, onlar ayırdıkça ben kucaklıyorum, hiç sorun yok… Meclis üyelerimize, hepsine minnet duyuyoruz. Beraberce, ortak akıllarla çözüm bulacağız…
Gerçekleşen ziyarette konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi.